Geçtiğimiz hafta sonu torunum Ekin ile Köseağzına gittik. 2.5 yaşındaki Ekine bıcı bıcı dediğimizde yerinde duramıyor. Suyu o kadar çok seviyor ki, bıcı bıcı dedikten sonra gel de tut.
Tutamıyoruz.
İllaki bıcı bıcı talebini yerine getiriyoruz.
Dede-Torun birlikte olmanın heyecanı sözcüklere sığmayacak kadar çok duygusal. Sanki belli bir yaştan sonra yaşama tutunmanın farklı bir seçeneği sunuluyor torun sahibi olunca.
Köseağzında torunumla paylaştığım coşkumla dalgalı denizde kıyı kenarında otururken, Keşkek Köyünün Buruncuk Mahalle yakasını seyrettim uzun süre.
O yamaçlar ve vadinin iç kesimine doğru uzanan eşsiz güzellik hep beni etkilemiştir.
Seyrettim Buruncuku Köseağzının derinliğinden.
İçim bir hoş oldu.
Köseağzına termik santral kurmak isteyenler ya başarılı olsaydı? sorusu yeniden çöktü beynime.
Verilen onca mücadeleyi başlatan Uyan Ereğli Öleceksiniz manşeti geldi yineden aklıma.
Süreci kısaca geçirdim gözümün önünden ve bir kez daha gurur duydum çorbada tuzumuzun olmasının manevi hazzıyla.
Buruncuk ve çevresi de hızla çarpık kentleşmenin tehdidi altında.
Köy statüsündeki bu yerleşim alanında kontrol yok ki.
Ne plan ne proje.
Bu nedenle seyrine daldığım Buruncukun çarpık kentleşmeyle yok edilmesi korkusunu sardı yüreğimi.
Korktum!
O eşsiz güzelliğin içinde birden bire planlanmış bir kenti hayal etmeye başladım.
Bu yakanın bakir güzelliğini de koruyarak 2 veya 3 er katlı binaları hayal ettim. Kandillideki maden ocaklarında veya bürolarında çalışacak teknik elemanlar için yapılan Yayla ve Rat Mahallesindeki ilk lojmanların birer kopyasını oturttum o yamaçlara.
Her biri bahçe içinde ve ormanın içinde kaybolmuş gibi duran siteler.
Hayale bakar mısınız?
Köseağzından içeriye Kandilli istikametine doğru yapılmakta olan ve 4 yıldan bu yana bitirilemeyen yolun özellikle üst yakasında kurduğum manzarayı Kandilliye kadar uzattım.
Olmaz böyle bir güzellik.
Çağdaş bir kent ve doğa ile iç içe.
Kim yaşamak istemez böyle bir alanda.
Köseağzı ile Kdz. Ereğli çok yakın.
Arada bir tek Kdz. Ereğli Belediyesine bağlı Balı ile Kırmacı Mahalleleri var.
Kdz. Ereğli Kandilli yakası olan bu bölgeye doğru hızla gelişip büyüyor.
Hava temiz.
Gürültü yok.
Doğa var.
Denizi de var.
Cennetten bir bahçe sanki.
Durum böyle iken, Buruncuk Mahallesi ve çevresinde hızla bir imar planı yapılmasından sayısız yarar/yararlar var.
Bu bölge çarpık bir düzenin parçası olmamalı.
Doğası korunmalı.
Daha da önemlisi şehir merkezi ile arasında yeni yol ve yollar yapılmalı.
Köseağzından bu duygularla seyrettim Buruncuku.
Yamaçlarında asırlık çınarları da olan bu bölgede neler olmaz ki.
Birdenbire hayallerim derinleşti ve Balı Mahallesi ise Köseağzı arasında paytonların çalıştırılabileceğini de düşündüm.
Vay!
Ne müthiş olur.
Kdz. Ereğlinin sosyal yaşamına çok yönlü hizmetler verebilecek bu alanda içinde hepimizin torunlarının koştuğu çay bahçeleri, parkları, Köseağzının iç kesimlerinde yüzen sandalları gördüm sanki.
Yutkundum.
Hani şu hayali bile güzel sözüne vuruldum.