Ereğli sahilinde 70 metre uzunluğunda denize dolgu yapmak Ereğlilere ne kaybettirecek, kimlere ne kazandıracak tartışmak lazım.

Ne kazandıracak kısmını şimdilik bırakalım. Daha önce de Alaplı Limanı için bu konuyu yazmıştık. Biraz daha genişleterek Ereğli’ye Erdemir’e nelere mal olacak buna bakmak gerekiyor. İklim değişikliği Karadeniz’de 1960’lı yıllarda 6 metre olan dalga yüksekliğini 1980’li yıllarda 7 metre, 2010’lu yıllarda 8 metreye çıkarmıştır. Yine bu değişim hava akımlarında kendini göstermiş güçlü kuzeybatı rüzgarları daha da güneye inmeye başlamış, bu da fırtınaları arttırmış ve daha da arttıracaktır. Sıcaklığın yükselmesi deniz suyunu ısıtmakta dolayısıyla hortumların oluşmasına yol açmaktadır. Karadeniz’de 90 metre derinliğin altında olan hidrojen sülfürin (zehirli gaz) 1984 yılları ölçümlerinde 25 metreye kadar yükseldiği gözlemlenmiştir. Bu da Karadeniz kıyıları için ayrı bir tehlike teşkil etmektedir.

Ereğli’de hakim rüzgar poyrazdır. Ama Ereğli Limanı Batı, Kuzeybatı gibi birkaç senede bir bazen daha sık çıkacak fırtınalara karşı korunaksızdır. Bu fırtınalarda birkaç sene önce Ofis civarında karaya çıkan gemi hala akıllardadır.

Asıl tehlike, deniz kabardığı vakit oluşacak solugan denize yapılacak 70 metre uzunlukta en az 3 metre yükseklikte dolguya çarpacak ve balıkçı barınağı ile arada gidip gelecek, deniz daha da kabararak sahili aşacak barınağa ve içindekilere zarar verecektir. Bu dalgalar Erdemir Limanına yöneldiğinde gemilerin barınması olanaksız olacak, kaza olursa da Liman kullanılmaz hale gelecektir. Dalgalar sönümlenene kadar Erdemir, Barınak, Askeri Liman dolgu arasında gidip gelecektir. Bu da sahil bandının ayrıca zarar görmesine de neden olacaktır.

Bir başka önemli tehlike Karadeniz’de akıntıların yönü düşünülmeden yapılan balıkçı barınaklarıdır ve Alaplı Limanı gibi kısa sürede dolmalarıdır. Ereğli’de bulunan 4 mendirek de akıntıyı önlemekte, limanın sığlaşmasına neden olmaktadır. Örneğin Askeri Mendireğin ucu 1980’li yıllarda 19 metreyken bugün 10 metreye düşmüştür. Yapılacak dolgu öncelikle Balıkçı Barınağının sonra Erdemir Limanının dolmasına neden olacaktır.

Mendirekler doğal akıntıyı önlemekle birlikte yıllar içinde yetersiz olsa da duruma uygun akıntı oluşmaktadır. Ama yapılan her dolgu doğal dengeyi bozmakta, doğanın yenileme hızı bizim bozma hızımıza yetişememektedir.

Bu işten en çok balıkçılık sektörü zarar görecektir. Kısa bir sürede Barınak gezi alanına dönüşme ihtimali taşıyacaktır. Fırtınaların oluşturduğu solugan çekeklerdeki kayık ve limandaki balıkçı motorlarına zarar verecektir. Geçtiğimiz sene Zonguldak Limanı ve başka limanlarda olduğu gibi. Bu durumda Askeri Liman ve Erdemir Limanı da işe yaramayacaktır.

Ayrıca Piramit kafenin önünde yapılan çıkıntı, barınak içinde sualtı bitkilerinin büyümesine, suyun yeşil renk almasına neden olduğu da akıllardadır. Barınak ve Limanda sığılaşma, deniz ekolojisinin değişimine, sualtı bitkilerinin büyümesine bu da derinliğin azalmasına neden olacaktır. Çünkü suyun içindeki kum ve alüvyonların çökerme hızı artacaktır.

Sahil bandı ikiye bölünecek, muhtemelen bir kısmı kullanılacak ama artan yoğunluk kaçışa bu da buradaki esnafın zarar görmesine neden olacaktır.

Yapılacak dolgu alanı ile Ofis arasında kalan kısmın ölü bölgeye dönme ihtimalinin artacağı açıktır.

Bu proje doğaya, insanlığa, Ereğli halkına ihanettir.

Proje hayata geçirilirse, Ofis ile proje alanının arasında kalan bölge de dolacak, derenin problem yaratması söz konusu olacaktır.

Günümüzde halkın sağlığı, yavaş şehirler, kordon boyu, sahiller ön plana çıkarılırken Ereğli’de insana, doğaya düşmanca yaklaşımı anlamak zor olmaktadır.

Ereğli Limanı içinde herhangi bir yapılaşmaya gidilmesinin yukarıda yazdığımız nedenler çerçevesinde felakete neden olacağı açıkça bellidir.