Öncelikle asfalt çalışmaları ile girişim yapılmış, yarım kalacak projeler, satılacak arsalar ile kendini göstermiştir.

Yapılacak hatalara göz yummak hem sorumlular hem de hizmet aldıklarını sananların çok yönlü kayıplara neden olacaktır.

Şöyle ki; her bölgeye yapılacak asfalt türü içeriği farklıdır. Döküm esnasında asfalt ısısının 155-160 derece olması gerekir. 150 derece altında sakıncalıdır. Asfaltın üzerinde delikler oluşur, su alır ve bozulur. Zemin sıcaklığının ise 5 derece altında olmaması gerekir. Menfezler aynı anda yapılmadığı plansız programsız işlerden dolayı kaza, araç hasarı oluşmaktadır. 200 metrelik bir yerde parça parça asfalt dökümü 10 gün sürebilmektedir. Asfalt alımı dolar bazında olması ve her yanlış verimsiz yapılan asfalt döküm işi vatandaşa ilerleyen zamanda borç olarak dönecektir. Bu da vergi artışına neden olacaktır. Unutulmamalıdır ki asfalt alımı dışarıdan yapılmaktadır. Asfalt yapılan yerlere baktığımızda asfalt kaldırımla aynı seviyeye gelmekte, kaldırım yola karışmaktadır. Yaya hakları da gözardı edilmekte, yoğun yağışlarda dükkanlar, işyerleri veya meskenleri su basması kaçınılmaz olmaktadır.

Medeni ülkelerde kaldırımlar 10-15 cm yükseklikte ve hemen yanında su giderleri vardır. Bizde su giderleri kaldırımın altında, tıkalı vaziyette bulunmakta sonra su taşkını, su basmaları haberleri medyayı işgal etmektedir.

Bu gidişe kimse karşı çıkmamakta, suskun kalıp sıralarının gelmesini beklemektedirler.

Seçim belediyeciliği halkın yaşam hakkına karşı savaşa dönmüştür. 4 sene bekleyip seçime 8 ay kala birşeyler yapar görünmek oy avcılığından öte bir şey olamaz.

Belediyenin görevi halkın yaşam alanını düzenlemek, alt yapıyı yapmak, temel ihtiyaçlarını, su elektrik kanalizasyon barınma yeşil alanlar spor alanları rekreasyon alanları, temiz bir çevre oluşturmaktır. Günümüzde bireysel oto kullanımlarının artmış olması ile de otopark, yol sorununu çözmektir. Gelin görün ki bunlar gözardı edilmektedir.

Belediyenin en önemli işlerinden biri de konut alanları oluşturmak, şehir planı çerçevesinde şehrin gelişmesini sağlamaktır.

Bu artık olanaksızdır. Şehirler rant ekonomisine kurban edilmiş, çarpık çurpuk dar yollar, evlerin kuralsız dizilimi, farklı katlar bir de otopark yerine ver parayı imar alanını büyüt otoparktan vazgeç ile daracık yollara şehirler kurban edilmektedir.

Bir diğer konu 18.madde ile vatandaşın arsasına hiç alakası olmayan birini o veya çocuk parkı, yol oyun alanı olarak gösterip imar dışına çıkartmak bir nevi satışa zorlayıp sonradan alan kişilere imara açmak şeklinde olmakta bu da uzayan yasal davalar şeklinde devam etmektedir.

18. Maddede önce arazi sahibinin komşu parselden arazisine eşdeğer miktarda yer gösterilmesi gerekirken bambaşka yerler gösterilerek, 18. Maddeye giren bu yerlere arazi sahibinin hiç tanımadığı kişiler ortak edilerek asıl hedefte olan mevcut büyük parselin rant çevreleri tarafından izalei şuur ile arsa sahibinden alınmasına yol açmaktadır. Kişinin arsasına 10 metrekareye 10 kişi sokmak gibi örnekler basına yansımıştır. Bunun bir başka sakıncası parsellerin bölünmesi, şehir planının da olmaması sonucu çarpık şehirleşme, daralmış yollar, yeşil alan yokluğu, betonlaşma, ufak şekilsiz evler, çarpık bahçe alanları olmakta bu da olmayan alt yapıda büyük problemlere yol açmaktadır.

TURGUT SIDAL