Her yanımız tele-kulak doldu ve taştı. Zırt-pırt önünüze gelene destursuz koyverip de sakın ola ki küfretmeyin. Yerin kulağı var. Pardon ya? Bu çok eskiden geçerliydi. Şimdi kimse yerin altına falan girip de kulağını çalıştırmıyor. Yeraltı örgütlerini bile o kadar benimsedik ki içimizdeler. Her an birlikteyiz. Gece-gündüz. İş alemiyle beraberler. Basın ile beraberler. Kamu yönetimiyle beraberler. Yerel de etkinliği çoktan ele geçirmişler. İhaleler zaten beslenme kaynağı olmuş. Yanisi şu: yeraltında kömür kazan madencilerden başka hiç kimse yok, kalmamış. Her şey çok açık ve seçik. Net. Brütü, giydirilmişi, giydirilmemişi, eline geçeni de geçmeyeni de bu. Alaştırdılar, alıştık. Yeraltını terk eden eşkiyalara da. Yeraltından dinlemeyi yerüstünde uydudan yapanlara da merhaba. Siz hiç öyle dinleme-minleme gibi bu olayların boş olduğunu falan söylemeyin. Durum çok ciddi. Hem dinliyor, dinleme ile tatmin olmadıklarında ise isterlerse durumu ve dinlemeyi görüntüyle de sabitleyerek her olayı film çevirir gibi arşivliyorlar. Gün ola harman ola. Bir gün gereksinim duyabilir kulakçılar. Bu gerçeğin örnekleri çok. Anlayana.da anlamayana da! Öyle bir dinliyorlar ki, gizlisi, şifrelisi, şifresizleri falan da kalmadı. Askeriyenin haberleşme sırlarına kadar öyle girdiler ki, topladıkları ses ve görüntüleri uluslar arası düzeyde internet sitelerinde yayımlayarak ?ayağınızı denk alın ha!? mesajını da vermekten çekinmiyorlar. Yeni model eşkiyalığın adı, dinlemekten geçiyor. Tak kulaklığı dinle. Koy kamerayı sabitle. Dinlemenin ayarı da kalmadı. Yargının başındakileri, siyasetçileri, siyasetsizleri, şunu-bunu onu herkesi dinliyorlar canım. Tabi ki malum eşkiyaları da. Dönmeleri dönmeyenleri de dinleyerek fikir jimnastiği yapıyorlar. Hatta sadece telefon dinlemesi falan da değil. MSN?lerdeki tüm yazışmaları, e-postaları şıkır şıkır fidayda havasıyla kayıt altına alıyorlar. Aman ha, MSN?de baldırınızı bacağınızı göstermeyin bir gün afişe olabilirsiniz. Ha bir de MSN?de, sizin adrese girip küfür edenler bile oluyor (muş). Durum vahim. Yatak odanıza cep telefonunuzu sakın götürmeyin. Kapalı olması hiçbir şey ifade etmez. En mahrem yerdeki özel durumlarda çıkardığınız malum sesleri bir dinletirlerse cümle aleme, görürsünüz o zaman Hanya ile Konya arası kaç saat? Gerçi bazıları için de yatak odası dinleme operasyonları durumu reklam olur ya neyse. Teknoloji çıktı delikanlılık kalmadı. Dinleniyoruz. Özel dünyamıza tecavüz ediyorlar. Yer-mer seçmeden hem dinleyip hem görüntülüyorlar. Aman siz siz olun, herhangi bir ortamda sakın ola ki ağzınızdan çıkana dikkat edin. Hele ki devlet büyüklerinin ailesinin hatırını matırını da sormaya kalkmayın. Sonra; savcı da olsanız ananız ağlar. Ağlatırlar.