Gel de konuş.
Gel de yaz!
Gel de söyle!
Kardeşim ve dostum gibi yoldaşım Ali Suat Eser’in vefat töreninde kardeşi Yücel Eser “Abi sen konuş” dediğinde kalakalmıştım öylece.
Lafazan biri olarak kilitlenmek ne demek?
Öyle oluyor.
Kem küm etmiş ve O’na yakışır bir iki kelam diyememiştim.
İçimde ukdedir o an.
*
30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerini izleyip, haber hareketine destek olmanın huzuru ile buz gibi sudan birkaç tane götürüp serinlemeye çalışırken geldi haber.
“Turgut Kaçmaz vefat etmiş baba” dedi oğlum.
Hayda!
Şaka gibi.
Haberin doğruluğunu araştırırken ilçede başvurduğu hiç kimseden bilgi alamadı. Yine kendi becerisi ile bağlantıları ile “haber doğruymuş” diye konuştu.
Kötü haber çabuk duyuluyor.
Ta Kütahya’dan geldi haber.
Ve dalga dalga yayıldı.
Allah rahmet eylesin.
Anılarım kendisi ile çok.
Çok haberini yaptık, çok yarenlik ettik.
En son dönemde de, gazeteye geldiğinde “ya ben sana demiyor muyum, aşk romanı yaz” diye.
Gerçekten de çok söyledi.
Ne gördü ise yazılarımda ısrar edip duruyordu.
O; her “aşk romanı yaz!” dediğinde, “ olu-molu abey” diye geçiştirirdim.
Aşk hayat.
Aşk dost.
Aşk iş.
Aşk sevda.
Aşk hayvan sevgisi.
Aşk vatan.
Aşk toprak.
Aşk bayrak.
Aşk Atatürk.
Ve aşk Allah.
Turgut Abim nihayetinde buluştu Allah’ı ile.
Günahları var ise Allah afetsin.
Sonuçta Ereğli’miz bir değerini daha kaybetti.
Acımız büyük.
NOT: Turgut Abi, sürekli bir müzeden söz eder ve evindeki Babasına ait ve kendisinin gezilerinden kalan belge ve eşyaları sergilemeyi hayal ederdi.
Giden gidiyor. Sonrası kim kime dum duma oluyor. Turgut Abi’nin evindeki eşyaların (ben görmedim, anlatımına göre) çok değerli olduğunu kabul edersek, kaymakamlığımız ve belediyemizin ilgi göstermesi ilçenin tarihine büyük bir saygı olacaktır.