Büyük taarruzun 100. Yıldönümünde Ereğli’de geçmiş yıllara göre daha coşkulu bir kalabalık vardı. Mutlu oldum, mutlu olduk.

50 kişinin katıldığı çok bayramlar görünce, 30 Ağustos 2022 bir başka güzel geldi.

Emeği geçen 7 den 70 e herkese teşekkürler.

Bakın Belediyenin Halk Oyunları ekibi yerel oyunları oynamaya başlayınca bayramların tadı ile bir değişti. Tadına tat kattı, sevindirdi. Halk oyunları ekibinin bu değişimi sürdürmesi ve oyunları yerel müzikler eşliğinde geliştirmesi belediyemizin de aynası olacaktır.

Bayram güzeldi.

Heyecanı yüksekti.

Geçit törenine katılım yüksekti.

Ancak…. Belediyemiz bayram alanındaki gösteri meydanı olarak hazırladığı alanı kontrol altına almasını gerekiyor. Elini kolunu sallayıp geçenler kadar; görüntü kirliliği yaratan o kadar çok unsur var ki. Bayram alanlarında bir düzen olur ve bu düzen içerisinde etkinlik gerçekleştirilirken, her kim olur ise olsun dokunulmazlık zırhıyla hareket edemez/etmemelidir de!

Hele ki saat tam orda ve o anda bayram kutlanırken, anons sisteminde cenaze ilanlarının yayımlanması tuhaf kaçıyor. Anons sistemi zaten çağ dışı da, illaki yapılacak ise törenlerden sonra bağırın çağırın şu şu öldü diye. Bir de, o anons sisteminde illaki ölüm ilanı mı yapılır? Bayram öncesi ve sonrasında marşlar çalınamaz mı? Bayrama davet olmaz mı?

Noktayı koyduk ve yazımızın başlığı olan “Yoktur”a geldik.

Evet bayramda kaçaklar vardı kaçaklar.

Hem öyle kaçaklar ki, özeldiler.

Özel (!) olmalarından dolayı protokolde koltukların üzerlerinde isimleri de yazılıydı.

Hem de kapı gibi.

Bilmem kim?

Hayda!

İyi de, o ismi yazılanların büyük çoğunluğu ya tatile, ya denize, ya mangala gitti veya uyudu kaldı.

Gelememişler Zafer Bayramı’nın 100. Yıldönümüne.

Böyük böyük isimleri var ama kendileri yoktular.

O tribüne bakarken, orada isimleri olanların büyük çoğunluğunun elbette kim/kimler oldukları gözlerimin önünden geçti.

Bir iki belediye meclis üyesinin dışında kimse yoktu.

İl genel meclis üyeleri.

Ünvarlarının başında kamu adı da olan oda başkanları hiç yoktu.

Sivil ve demokratik kitle örgütleri zaten yoktular.

Hay allah!

Ya abi işiniz gücünüz olabilir.

Mazeretiniz de olabilir.

Akşamdan kalmış ve sızmış da olabilirsiniz.

İyi de basın istifayı o zaman, o temsil ettiğiniz kurum adına bir başkası gelsin ve otursun oraya da koltuk/koltuklar boş kalmasın.

Ayıp oluyor,

Söze geldiğinde mangalların küllerini bile öyle üflersiniz ki, öf de öf!

Peki Büyük Taarruzun yıl dönünde nerelerdeydiniz.

Yoksa!

Yoksa ya!

Siz de!

“Keşke Yunan galip gelseydi” diyenlerden misiniz?