ÇAP
Eyüp BEKTAŞ
Demokrasiyi halkın halk tarafından yönetilmesi olarak anlatırız kısaca.
Öyle midir?
Halkı halk mı yönetir?
Hele konu Türkiye olunca!..
Hele ki, böyle Siyasi Partiler ve Seçim kanunu olunca, halkı halk mı yönetiyor?
?Evet? diyen mi var?
Kim?!!
Padişah demokrasisinde numara çekiyoruz birbirimize.
Oyun bunun adı oyun?
Demokrasicilik oyunu.
Genel başkanlar belirler, halkta mühürler.
Bu kadar basit.
İşin ters yanı, halkı halk yönetmeyip genel başkanlar ve genel başkanların müritleri yönetirken haktan, hukuktan, eşitlikten, özgürlükten dem vurulur.
Çaylar iki olsun.
İnce belli bardakta?
Diğer ters yanı ise, seviye tabi ki.
Seviye ve bilgi.
Sokaktaki herhangi birisini genel başkan veya müritleri, isterse belediye, isterse il genel meclislerine üye yapabilir.
Yetmez!
Belediye başkanı veya milletvekili de atayabilir.
Hatta bakan olarak yanında çanta diye alabilir.
Gerisi teferruat.
Anlamsız ve kavramsız.
Siz hiç halkın halk tarafından yönetilme sorumluluğunu taşıyacak olanlarda liyakat arandığını duydunuz mu?
Üç kuruşluk beyniyle yıllarca mektep medresede eğitim öğretim gördükten sonra kademe kademe bir yerlere gelen nice devletin memurunu, siyasetin memuru olarak görenlerin ve bu alışkanlıklarını sürdürenlerin çapını merak ettiniz mi?
Nedir ne değildir?
Devletin genel müdürüne, valisine, kaymakamına, emniyet müdürüne ve tüm birimlerine emirler yağdıran nice padişah siyasetçisini şöyle bir süzgeçten geçirin bakalım.
Şimdi söyleyin kaçı sınıfı geçer?
Hadi bir oranlama yapalım mı?
Yüzde kaç?!!
Bir kişi belediye meclisine aday olacaksa,
İl Genel Meclisine seçilmek istiyorsa,
Belediye başkanlığına göz koyduysa,
Milletin vekili olup lacivert elbise ısmarladıysa;
Öncelikle çok yönlü sınavdan geçirilmeli.
Aday olduğu görevle ilgili ne kadar yasa ve yönetmelik var ise tespiti yapılmalı.
Bakalım ne biliyor?
Çapı ne?
Ve bu sınav öyle üniversite sınavı gibi çok ciddi yapılmalı ve seksen puanı aşamayan da aday bile olamamalı.
Bakın temizliğe.
Ve tahmin edin ortaya çıkacak fotoğrafın her noktasını.
Kimler var kimler yok?!!
Bir hayal kuralım küçük de olsa.
Seçim kanunundaki antidemokratik tüm yapıyı darmadağın edip, çağdaş uygarlığa yakışan bir sistem kurduk diyelim.
Partilerin kanunundaki pidaşahlık maddelerini de tokatlayıp attık mı, ilk iki aşamadan başarılı ile geçtik.
Ne kaldı geriye?
Üçüncü konu.
Yani, siyaset yapacak olanları sınavdan geçirmek.
Pekiyi derece alanları, partilerin üyeleri sıralama yapıp halkın huzuruna koyduğunda ne çıkar ortaya?
Akıllı başlı meclis üyeleri, belediye başkanları ve milletvekilleri devlete yön verir.
Bu ne demektir?
Kalite?
Bugünkü ucuz ortama son verildiği anda, siyasetin kirlettiği ve bozup yozlaştırdığı tüm unsurlar ortadan kalkar.
Siyaset kaliteli olunca, siyasete bağlantılı hangi unsurları kokmuş bırakır?
En başta da, tüm meslek odaları başta olmak üzere toplumun tüm sektörlerinde çıta üst seviyelere çıkarılır.
Örgütsüz ve darmadağın bulunanlara da yasalar ayrımsız uygulanarak çeki düzen verilir.
Ah nerede bu demokrasi nerede?
Bilen var mı?!!
Yorumlar