Bir süredir tedavi gören Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın vefatı sadece Manisalıları ve CHP’lileri değil tüm ülkeyi yasa boğdu.

Amansız hastalıkla mücadele ettiği bilinmesine rağmen 37 yaşındaki başkanın hayatını kaybedebileceğine kimsenin inanmak istemediği anlaşıldı. En yakınındakiler bile buna hazır değildi.

Yaklaşık 6 ay önce elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in çok yakın çalışma arkadaşı olması ve ortak anıları da hatırlanınca herkesin acısı katlandı.

Çocukluğundan beri ailece görüştükleri bilinen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir Manisalı olarak yakın çalışma arkadaşı iki genç yoldaşını kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadı, yaşıyor.

Zeyrek ve Durbay’ı, sevgi saygı ve rahmetle anacak, ortak hedefimiz olan “Çağdaş medeniyete” ulaşma mücadelemizde onları yaşatacağız.

***

Rahmetli Babaannem önce eşini, sonra bir maden faciasında çocuğunu kaybettiğinde; Eşinin ölümünün bir şaka gibi olduğunu, ölümün ne demek olduğunu çocuğu ölünce sorguladığını anlatır ve “Allah sıralı ölüm versin” diye dua edermiş.

Bu sıralı ölüm konusunu genç yaşımda dile getirdiğimde bir büyüğüm; “Yaşlılar ölür sıra sıra, gençler ölür ara sıra” dedi.

Eğer ölüm sıralı olursa yaşlıların ilerleyen yaşlardaki ruh halinin çok sorunlar yaratacağını, ara sıra gençler ölünce, ölümün herkese aynı mesafede olduğu düşüncesinin güçlendiğini ve insanların her yaşta yaşamı ciddiye aldığını söyledi.

***

Çevremizdeki her ölüm bize hayatımızı sorgulatır, gençlerin ölümü ise bizi sarsarak daha ciddi düşünmeye ve sorgulamaya yöneltir.

Ne yazık ki son yıllarda hiçbir sorgulamayı gereken ciddiyetle yapmıyoruz, yapamıyoruz, bazen de yapmamıza izin vermiyorlar.

Bu ülke yıllardır terör sorunuyla boğuşuyor. Binlerce genç, çocuk, yaşlı hayatını kaybetti.

Bugünlerde “terörsüz Türkiye” sözünü sık sık duyuyoruz.

Normal şartlarda hepimizin sevinmesi gerekir, ama kuşkuluyuz.

Çünkü uzun zamandır ülkemiz yönetiminde söz sahibi olanlar, ne zaman halkımız için iyi şeyler söylese, arkasından kötülükler geldi.

Yıllardır terör üzerinden kendilerine siyaset zemini yaratanların, siyasi hayatları riske girince bu söylemi sahiplenmesi, haklı olarak inandırıcı gelmiyor.

Emperyalist devletlerin taşeronu olarak barış ve kardeşlik kavramlarını kullananları deşifre etmek ve bunu gerçekten ülkesi, milleti için hayata geçirebileceklerle sonuca ulaşmak mecburiyeti var.

***

ABD Büyükelçisi Tom Barak, Ortadoğu ve bölgemiz için “Bölgede istikrarın anahtarı hayırsever monarşilerdir” diyor. Demokrasiden korkuyorlar. Bölgede kontrol edilebilir yönetimlerin, güçsüz, küçük devletlerin olmasını istiyorlar.

Bu söylemler, Birinci Dünya Savaşı sonrasında 10 Ağustos 1920’de Osmanlıya dayatılan ve Anadolu’yu parçalayan Sevr haritasını hatırlatıyor.

Bu harita Kurtuluş Savaşı ile yırtılıp atıldı ve 24 Temmuz 1923’de Lozan’da bugünkü harita kabul edildi.

Tam da bugünlerde Lozan Antlaşması’nın tartışmaya açılması tesadüf olabilir mi?

Bu tartışmayı açanların Tom Barak’ı ve emperyalist politikaları unutturacak, barış, kardeşlik hikayeleri inandırıcı olabilir mi?

***

Dünyada faşist diktatörlerin söz sahibi olduğu bir dönemde, savaş yıllarında bile TBMM’yi açık tutan ve her şart altında milletine güvenen büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bize, aslında tüm insanlığa gösterdiği “Çağdaş Medeniyet” hedefinden korkuyorlar.

Çünkü orada halk var, halkın yönetime katıldığı tüm kurum ve kurallarıyla işleyen bir demokrasi var. Orada insan hakları ve eşitlik var. Yurtta ve dünyada barış var.

Türkiye’de, bölgede ve dünyada barıştan, kardeşlikten söz edenlerin rehberi Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası olamaz.

#GülşahDurbay #TomBarak #MustafaKemalAtatürk #ÇağdaşMedeniyet #ÖzgürÖzel #TBMM #LozanAntlaşması #ABDBüyükelçisiTomBarak