Şöyle böyle elli yıla yakın bir zamana yayılan dostluğu ayakta tutmak kolay değil.

Oğlum ve kızımın doğumlarını bile bilir İbrahim Bey.

Kandilli’ye geldi ise mutlaka bizim içindir o gelişi.

Dostluk.

Ereğli Memleket’te Turan Kayalı ile Avni Saka ustalığında buluştuğumuzda o bir yönetmendi.

Yönetmenliğinde “Yayın” yoktu ama o yönetmendi.

Ünvanı da “Genel yönetmen”.

Her şeyden sorumlu yönetmenliğinin temelinde sosyal demokrasi vardı.

Çok hızlıydık o yıllarda.

Ama birlikte.

CHP’de gençlik kolları başkanlığına aday olduğumda, Turan Kayalı “Bir dönem İbrahim N. Yapsın” dediğinde, büyük sözü dinledim.

Adap böyle.

Hatta CHP’nin o en son gençlik kolları kongresinde, sosyal demokrasiye, “Demokratik sosyalizmi” bile eklemiştik.

Tabandan tavana devrimcilik rüzgarı estirmeye çalıştığımız yıllarda İbrahim Bey’i genel merkez görevden alıverdi.

Sebep; 29 yaşından gün almasıydı.

Sonrası malum 12 Eylül.

O zamanlar CHP Kemalist’ti.

Toprak işleyenin su kullananındı.

Oy ile devrimcilikti.

İşte o yıllardan bu günlere geldiğimizde İbrahim Bey ile Halkçı Parti yönetimi, SHP’nin kurucu yönetimi, ve ardından da DSP’de uzun yıllar meslektaşlığın dışında siyaset yaptık.

İlkemiz, ne ezen ne ezilen insanca hakça düzen.

Bu idealin yerinde şimdi siyasetin çok farklı bir yapısı var.

Sol’un halkçılığı yerine ötekileştirme geldi.

Ve böylece devrimcilik ruhu sırtından vuruldu.

Şimdi sol mol yok.

Merak etmeyin sol olduğunu söyleyene de yok.

**

İbrahim Bey ile olan dostluğumuz nasıl geçmişe düşürdü beni?

Kolay mı 50 yıla yakın bir süreçte dost kalmayı başarmak.

Ya işte böyle sevgili dostlar.

İbrahim Bey kriz geçirip hastaneye kaldırılınca, iki tek atmanın güzelliğini yaşadığım bir anda dünyam zehir oldu.

Yutkunamadım.

O herkesin özlediği ve yaşatmaya çalıştığı dostluğun fotoromanı gözümün önünden geçtikçe, yanan sadece canım değildi.

Kahroluyor insan.

Oğlu Gökhan, anjiyoya alındığını söylediğinde rahatladım biraz.

Eski toprağa ne yapacakmış anjiyo.

Tersine çevirir vallahi de billahi de.

Rahatladım.

Telefon edip aradığında ise dünyalar benim oldu.

Duygusallaştık.

Belki de gözyaşımızı içimize döktük.

Öyle ya, herkesin Necati Günay olarak bildiği kişiye bir tek ben “İbrahim Bey” derim.

İ. Necati Günay geçmiş olsun dostum.

Hele bir dur!

Daha görecek günler/günlerimiz var.

Düğünler yapacağız.

Torunumuzun torununu göreceğiz!