Kasaba sevdalılarının Kula Mahallesindeki Kale olarak bildikleri, kasabanın tepesindeki tarihi kale yazıp söylediklerine göre Hareklia Pontika Tiran’ lığı döneminde MÖ 4.yy. da kurulmuş.

Cenevizliler Bizanslılar Osmanlılar gibi birçok medeniyet tarafından kullanılmış.

Yapım tekniği, planlanması, surları, dehlizleri, sarnıçları ziyaretçilerinde büyük merak uyandırıyor heyecanlandırıyor. Kale zaman içeresinde tabiat ve insanlar tarafından yıpratılıp eskitilmiş olsa da kendisini bu haliyle o günlerden bugünlere taşıyabilmiş.

Bu haliyle dahi, pamuklara sarılıp korunması gereken elde kalmış son kalıntılar, kasabanın en önemli tarihi zenginliklerinden, dünya mirası olarak kabul edilmesi gereken çok önemli bir anıt yapıdır.

Burası yakın zamana kadar yasak bölgeydi, Dikenli tellerle çevrilmişti. Çok iyi korunuyordu. Tüm bölge temizliği ile bakımı ile dikkat çekerdi.

Kasaba Belediyesine devredilinceye kadar Askeriyenin denetimindeydi, 10- 15 civarında asker ve başlarındaki bir Astsubay ile askeriyenin iç haberleşmesine hizmet ediyordu.

..............................

Nasıl ki kasabanın fabrikasının yabancı bir şirkete değilde Askeriyemizin şirketine satıldığında çok sevinip, ziyadesiyle mutlu olduysak, Kale’nin Kasabanın Belediyesine devredildiği haberini aldığımızda da aynı coşkuyu yaşadık.

Çok geçmeden Kasabanın Belediyesi burayı halkın hizmetine açacağız müjdesini verince,

Kasabalı, kasabanın en güzel yerinden tüm kasabanın her tarafını gün doğumundan gün batışını kadar 360 derecelik bir açıyla seyredecek diye de sevindik, keyiflendik.

Çocukluğunun tamamı oralarda geçmiş o mahallede büyümüş birisi olarak hemen aklıma gelen bazı endişelerimi dile getirmiştim. Sakın ola ki burada yemeye içmeye, piknik yapmaya, hatta çekirdek bile çitiletilmesine müsaade etmeyin, bölgenin tarihi geçmişine eko sistemine zarar verilmesin diyerek uyarmıştık.

..................................

Nerede olursa olsun kendimizi, araç yoğunluğu ile sarmaş dolaş içi içe yaşamaktan, trafik keşmekeşine sevdalanmaktan,

Ciğerlerimizi egzoz dumanı ile doldurma bağımlılığından kurtaramıyoruz.

Doğal halinde kalmasını önemseyip, mevcut ve doğal görünümünü bozmadan sahip çıkmak önceliğimiz olmalıyken.

Yemek ve çöp artıklarının, atık plastik, cam şişe yığınlarının görüntülerine yol açacak uygulamalardan kaçınmak varken,

Böbürlenerek vede marifetmiş gibi arabesk bir siyaset anlayışla halkın hizmetine sunuyoruz diyerek bundan bir siyasi rant devşirme söylemlerinden ise hiç mi hiç vaz geçemiyoruz.

.................................

Kasaba Belediyesi Kaletepe’ de bazı yenilikler yapacakmış!

Halkın daha iyi faydalanabilmesi! için

Mini hayvanat bahçesi!

Çocuk parkı!

Spor alanları! kuracakmış 100 araçlık otopark yapacakmış.

Ahalinin yiyeceklerini içecekleri getirmelerine de olanak sağlanacakmış.

Belki iyi bir uygulama olabilir!

Kasabalıyı mutlu edebilir!

Ama öncesinde bu işin bir provasının yapılmasında fayda vardır.

Kaletepe ile aynı tarihi değerde olan Cennet Cehennem Mağaralarımız var.

Mağaraların önüne bu mini hayvanat bahçesi, Çocuk Parkı vs. yapılsa ahali önce oralarda panayır piknik havasında yese içse, tutarsa beğenilirse uygulamaya Kaletepede devam edilse.

Bir iki çadır kurulup langırt, bul karayı al parayı, halka, kay kay parkuru gibi kültürel etkinliklerde konulursa hiçte fena olmaz.

.............................

Ne alakası var diyenlere hatırlatalım.

Hiçbir şey aniden pat diye, damdan düşer gibi olmuyor.

Bazı kasabalının (ne yazık ki hala bazı kasabalının) gündeminde önemli bir yer tutan, en acil ve önemli konudur dedikleri,

Fabrikanın kasabalının sağlığına olan duyarsızlığı, ihaneti, birdenbire mi ortaya çıktı?

Çok gerilere gitmeye de gerek yok, hatırlayalım.

Fabrika Özel Endüstri Bölgesi olacak söylentileri ortaya atıldığında cılız bir iki ses dışında kimseden bir itiraz gelmedi, bırakın itirazı bazıları fabrika daha da büyüyecek, kasabaya faydası dahada artacak diye düşündü.

İtirazların büyüğü ise ÖEB kararı ile fabrika yasal koruma altına alınacak, kasaba belediyesinin gelirleri azalacak, Belediye’ye ödemesi gereken yasal ödemeleri yapmayacak, belediye bütçesi zorlanacak kasaba hizmetleri aksayacak gibi haklı söylemler üzerine evrildi.

Tek dert olarak en ön sıraya bu yerleştirildi.

Bir iki çevre sevdalısı, kasaba sağlıklı yaşanabilir olmaktan hızla uzaklaşacak, fabrika bu yasal koruma zırhı ile hava su deniz kirliliğini had safhaya ulaştıracak, hastalıklar yaşlı genç çocuk dinlemeyecek önce bunun çaresini aramalıyız deseler de kendileri söylediler kendileri dinlediler.

Popülist siyaset yapmaya, bu çağdışı heveslere son verilmezse.

Oraya (Kaletepe) sizin anladığının anlamda yenilikler! yapmaktan vaz geçilmezse, yakın bir gelecekte olacakları şimdiden tahmin etmek çok zor değil.

Yerel gazetelerde kasabanın birçok yerinde sık sık gördüğümüz çöp yığını görüntülerine, etrafa saçılmış cam şişe, plastik atıklarına, önümüzdeki sıcak havalar nedeniyle çevreye yaydıkları pis kokulara Kaletepede de şahit olacağız.

Yakın zaman sonra, Kaletepe’ yi de mahvettiler sözlerinin altında çöp yığınlarının fotoğrafları göreceğiz.

1972 yılında BM 5 Haziran’ı Dünya Çevre Günü olarak ilan etti

Toplumlar bugünün önemine her geçen sene daha fazla kıymet veriyor, ilgi gösteriyor.

..........................

Ereğli’nin hazinesi Spor Yürüyüş için çok güzel yerler var. Tarihi bir yer. Resmen tarih izleyeceksiniz. Akşam gün batımının izlendiği en güzel mekanlardan biri. Türkiye’nin belki de çok nadir yerlerinden bir tanesi burası deyip,

Bu emsalsiz, tarihi ve gelecek nesiller için emanetinizde olan bu yeri kontrolüzden çıkartıp panayır alanına dönüştürmek kasabaya büyük zarar verecektir.

Bazı meclis üyeleri prensipleri! ve kasabanın geleceği! için partiden bile uzaklaştırılmayı göze alarak üç dört lokantanın satışına karşı çıkmışlardı.

Yeme içme amaçlı sonradan yapılan fabrika yolundaki bu yerlerin maddi değerini bilemiyorum ama tüm kasabalı gibi bu kişilerde Kaletepe ’nin değerini muhakkak çok iyi biliyorlardır.

Nuri ÖZTÜRK / SAPANCA