1970’li yıllarda Cem Karaca’nın seslendirdiği 1 Mayıs marşına gırtladığımız yırtılırcasına katılırdık. 
“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır. 
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez….”
O günlerde de baskı, zulüm ve kan….

**
Ve ardından bu sürecin böyle gitmeyeceğine vurgu.
“…Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından. 
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından. 
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir….”
Yepyeni umut!
Nereden doğacak mış?
Dağların doruklarından…

**
“…Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor. 
Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor. 
Devrimin şanlı dalgası Dünyamızı kaplıyor….”

Yer gök sallanıyor şimdi!
Sallanırken de uyanan (!) halkın nasırlı yumruğundan söz ediliyor.
Ve devrim!
Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor.
Komşumuzdan mı söz ediyor ne?
Bulaşıcı mıdır bu devrimin şanlı dalgası?

**
“….Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider. 
Devrimin şanlı yolunda kül gibi savrulur gider….”

Zorbalar!!!
Zorbalar kalmaz gider!
Nasıl mı gider?
Devrimin şanlı yolunda kül gibi savrulur ve öyle gider!
Olur mu dersiniz?

**
Peki bu sözlerin özü?
“….1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı. 
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkın bayramı….”
İşçi ve emekçinin bayramıyla gider/giderler demek ki!
Bu bayramın şanlı yolunda ilerleyecek halk ile olacak.
Veya olur (muş)…

**
O yıllarda böyle düşündük ve gece gündüz demeden halkın şanlı yolunda koşmaya çaba gösterdik.
Oldu mu?
1977’nin 666’sı olan 6. ayın altısında ve saat altıda sandıktan çıkacaktı halkın devrimi.
Ama…
Çıkmadı…
Dönemin Ecevitli umudu olan CHP, 213’de kalarak 226’yı bulamadı.
Umutlar gölgelendi ve ardından gelen 2. MC ve sonrasındaki yamalı CHP hükümeti de çare olamadı. 

**
Ya bugün?
Bugünün umudu 676 !
Altıncı ayın yedisinde ve saat altıda…
Sandıklar açıldığında herşey ortaya dökülecek.
Bakalım devrimin şanlı dalgası nasıl sandığa yansıyacak?
İşçi, emekçi ve halk; zorbalara ne kadar dur diyecek?

“Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır. 
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez….” Diyebilecek mi?