Tarih bilgisi zengin olanlar hatırlatsınlar da öğrensek, dünyada ölümünün üzerinden 3 çeyrek yüzyıl geçen hangi lider vardır ki, mezarına milyonlar akın etsin.
Sadece ölüm yıldönümlerinde de değil!
Her gün.
Her an.
Her zaman.
Var mıdır Mustafa Kemal’den başka bir isim?
Var mıdır?
Söyleyin tarih bilginleri!

**

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 79. Yıldönümünde bir kez daha saygı, sevgi ve derin özlem duygularımla eğiliyorum.
Ve “Atatürkçülük” konusunda kısa ve net iki kelam ederek görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

1-Atatürkçülük hiç kimsenin tekelinde değildir, olamaz!

2- Atatürkçülüğü “ben” çizgisinde tutup sahiplenerek kendilerinden başkalarını Atatürkçü olarak görmeyenler, Eşsiz Önder’in ilke ve devrimlerinin toplumun tüm kesimleri tarafından anlaşılıp benimsenmesinin önünde en büyük engeldirler.

3-Bu durum bazı Atatürkçü geçinen artistlerin ortaya koydukları ötekileştirmenin adıdır.

4-Atatürk’ün 57 yaşında aramızdan ayrılıp sonsuzluğa gittiği unutulmamalıdır.

5-Atatürkçülük salonlarda değil, halkın arasında paylaşılması gereken bir ülküdür.

6- Atatürk’ün her türlü mirası; bir kişiye, partiye, zümreye ait olmayıp tüm ulusundur.

7-Atatürk’ün 6 ilkesinden biri olan “halkçılık” yeniden yeniden yeniden okunarak, siyah-beyaz ayrıştırmasındakilere özellikle hatmettirilmelidir.

**

Ergenekon-Balyoz gibi kumpas davalarının Türk Silahlı Kuvvetlerinin nasıl belini büktüğünü, şanlı ordumuzun omuriliğine yapılmış en büyük saldırı olduğunu bilmeyen mi var?
Başından bu yana ordumuzu güçsüz düşürmek amaçlı yapılan bu operasyonların bir mağduru da Karadeniz Ereğli Bölge Komutanlığı yapmış ve en son olarak Deniz Harp Okulu Komutanlığı görevinde iken istifa etmek zorunda kalan Türker Ertürk’tür.
Ertürk Paşa’nın Atatürk’ün 74. Ölüm yıldönümü etkinlikleri kapsamında Kdz. Ereğli’ye gelerek “Cumhuriyet’i Anlamak” konusunda yapacağı konferans öncesi yaşananları biliyorsunuz.
Erdemir, Ertürk Paşa’ya salonunu vermedi.
Vermeme sebebi açıklanmazken, Engelliler Derneğimizin Sevgili Başkanı İsmail Şentürk kardeşim araya girdi ve salonun kendilerine tahsis edildiğini bildirdi.
Ama…
Derneğin tiyatro etkinliği akşam 7’de, konferans ise gündüz 2’deydi.
Neyse…

**

Ama bu konuda yayımladığımız haberle ilgili çok ama çok sürpriz bir kesimden öyle bir tepki geldi ki şaşırırsınız.
“Neden yazmışım?”
“Doğru olmamış.”
İzin mi almam gerekiyordu ki?
Aslında hiç şaşırmadım.
Hani bilinen bir anlayış var “küçük olsun benim olsun” diye.
Zaten o anlayış değil mi, teşekkür etmeyi bile beceremeyip büyümenin de önüne taş koyan.

İŞTE O HABERİN LİNKİ: 
www.ereglionder.com.tr/guncel/erturke-salonu-vermediler-h74635.html