Alaplı TSO Başkanı İsmail Öztürk yeni dönemde bu göreve aday olmayacağını açıkladı. İnanılır gibi değil. Yani, oturduğu koltuktan kalkacak. Yani, kendisinden sonrakilerin önünü açacak. Yani, yeni bir anlayışın öne çıkmasını örnek olacak. Yani, demokrasi kültürünün böyle zenginleştiğini ortaya koyacak. Vay ki ne vay!.. Türkiye’de başımıza taş yağar taş. Var mı böyle şey? Olabilir mi? Mümkün mü? Oturduğu koltuğu boşaltıp da, “yeni kuşaklar gelsin otursun” diye bir kişiyi de görebildiğime göre, öteki dünyaya gözlerim asla açık gitmez. Rüya değil! Gerçek gerçek… Alaplı’da TSO’nun Başkanlığını yapan İsmail Öztürk bu kez aday olmayacak ha!.. Aman Allahım… Bu ülkede mezara kadar oturduğu koltuktan kalkmayanları biliyoruz. Yüzlerindeki dinazor fotoğrafına rağmen “bu parti benim, her yere ben aday olurum” anlayışındaki siyasi asalaklar yüzünden de bu ülkenin demokrasisi yeni kuşakların yetişmesini engelliyor. Tamam tecrübe olmalı. Buna kimsenin diyeceği olmaz, olamaz. Ama 20-25 kişilik bir harekette de en azından yarıdan çoğu genç olsun. Hatta, nüfus kayıt örneği istenmeli. Torun sahibi olanların hareketin içindeki yeri de yüzde birin üzerine asla çıkmamalı. Bu da ciddi bir öneridir. Dedeler mi yönetecek bizi? İsmail Öztürk’ü gerçekten de kutluyorum. Helal olsun. Ha birileri diyebilir ki, “siyasetin içine girdiği için aday olmadı veya olamadı.” Olabilir. Bilemem de. Ama benim önümde “bu seçimde aday olmayacağım; gençlerin önünü açıyorum” diye açıklama yapan bir örnek var. Bu bana yeter. Var mı başka örnek? Dinazor dedelerin bu bitmek bilmeyen hırslarından boğuldu bu toplumun yeni kuşakları. Nefes alamıyorlar ki siyasette veya sivil toplum örgütlerinde. Daralmış her yer. Kuşatılmış. İsmail Öztürk işte bu dedelere ders verirken “çekilin kulvarı önünü boşaltın” diyor. Diyeceksiniz ki, kim anlar? Biliyoruz anlamaz! Biliyoruz ki aynı tas aynı hamam! Gelen gideni de aratır ya zaten. Bu işler hep ahbap çavuş ilişkisiyle sürdürülür. Tamam da; böyle gitmemesini isteyenler de sesini yükseltmeli. Başarısız olanlara “çekil” ve “istifa et” denilmeli. Her alanda yenilenme ve yeniden yapılanmanın getirdiği sinerjiyle, tabandan yönetilme yerine halkın yönettiği ve halkın katılımının sağlandığı anlayışın gerçekleşmesi için sesimizi çıkarmalıyız. Hadi hep birlikte bağıralım mı? DEDE İSTEMİYORUZ. DEDELERE HAYIR. Siyasette ve sivil toplum örgütlerinde dede sayısı yüzde 1 i geçemez diye yasa çıkması için kampanyalar başlatalım. Bir adımdır bu. Bu nefestir. Bir hedeftir.