Her seçim sonrası öpenler ile öpülenlerin değerlendirmeleri hep iki ayrı uçta olmuştur.

 

Doğaldır tabi ki bu durum.

 

Öyle ya; öpenler var, bir de öpülenler.

 

Öpenler kazananlar.

 

Öpülenler mi kim?

 

Sandıkta kalanlar.

 

Yani kaybedenler…

 

 

30 Mart seçimlerinde Kdz. Ereğli Belediye Başkanlığı seçimlerine baktığımda, öpenler ile öpülenlerin dışında da bir yıldızlar var.

 

O yıldızlar seçimi kopartarak kazananlardır.

 

Seçimi “ben kazandım” diye ortaya çıkanlara bakmayın siz.

 

Çıkan çıkar ve konuşan konuşur. Kendilerini kahraman ilan ederek popüler olabilme duygusu hep vardır. Bugün de vardır yarın da olacaktır. Seçim gecesi, bir çok dalda dans edip de, Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’a “sizi ben korurum” diyebilecek kadar yağcılığı sanat haline getirenler de çıkmıştır.

 

Şu açıktır; seçimi AKP kazanmamıştır.

 

Seçimi kazanan ana temelde üç unsur vardır.

 

Birincisi, Milletvekili Prof. Dr. Ercan Candan’ın çalışkanlığı ile birlikte siyasete düz kimliğiyle samimi  yaklaşımının tavrı “olmazsa olmaz” duruşudur.

 

İkincisi, Türk Metal Sendikası Şube Başkanı Yusuf Ziya Odabaş’ın kellesini de ortaya koyarak “Ereğli’de, Hüseyin Uysal, Alaplı’da Nuri Tekin” çıkışıdır.

 

Üçüncüsü de, “Ben Başbakan değil, bana saygı gösterecek, aşağılamayacak, baskı ve tehdit gibi yöntemlere başvurmayacak belediye başkanı seçiyorum” diyen  küstürülmüş  kişi ve kurumlar ile çok değişik siyasi kimliğe mensup kararsız seçmenlerdir.

 

Olay budur…

 

 

Kdz. Ereğli seçimlerini bizzat yöneten ve ilçe başkanı veya yönetimi gibi çalışan Milletvekili Ercan Candan seçimden önce ifade ettiği gibi “seçimi kazanıp Ankara’ya dönersem elim daha güçlü olur, istediğimi kopartır alırım” gücünü elde etmiştir 30 Mart sandığında.

 

Elbette olay ve sonuç noktasına baktığımızda, milletvekilinin Ankara’ya “Seçim kazanan” ünvanıyla gitmesinin Kdz. Ereğli açısından çok yararlı olduğu savunanlara hak verilir. Bu gücün milletvekilinin elini güçlendirmesiyle Kdz. Ereğli’ye hizmetin daha hızlı gelmesi veya getirilmesini kim istemez.

 

Bu ilçede yaşayan bir vatandaş olarak benim de isteklerim vardır.

 

Bunlardan birincisi, Arifiye-Kdz. Ereğli demiryolu projesinin tozlu raflardan indirilerek bütçede ödenek sağlanıp gerçekleştirilmesi için ciddi adımların atılmasıdır.

 

İkincisi de, çoklarına komik gelecek belki ama havaalanıdır. Ereğli çevresi olabilir, Akçakoca olabilir. Ama mutlaka bu çevrede bir havaalanı projesi gündeme getirilmeli ve üzerinde çalışmalar yapılmalıdır. Aynı konuda, Erdemir’in eski Genel Müdürlerinden  Kerim Dervişoğlu’nun benim ısrarla 1992 yılında yaşanan kaza sonrası kapatılan Erdemir havaalanının yeniden işler hale getirilmesi yazılarım üzerine yaptırdığı proje de vardır. Erdemir ne kadar olumlu yaklaşır veya yaklaşmaz bilemem. Ancak 22 sene önce küçük de olsa uçakların indiği Erdemir havaalanı neden çalıştırılmaz ki. Ereğli’nin demirden sonra hava trafiğine açılması bu kentin gelişmesine ivme kazandıracak en önemli atardamar olacaktır.

 

Üçüncüsü de, elbette yine ulaşım deniz yollarıdır. Gerçi bu konuda iki adım atılmıştır. Tersaneler bölgesine tahmil tahliye iskelesi  ve marinadır. Kdz. Ereğli’de deniz ulaşımı açısından deniz otobüsleri gibi hizmetler de, bu kentin cazibesini artırarak, yatırımcıların dikkatini çeker ki, bir türlü doldurulamayan OSB’nin dışında yeni OSB’lerin kurulması gündeme gelebilir.

 

Açıkça ifade ediyorum ki, Milletvekili Ercan Candan bu bölge için büyük  şanstır. Şov merkezli siyaset yapmadığından dolayı belki dikkatleri çekmiyor olabilir. Ancak bu kentin evladı olarak ciddi konular üzerinde çalışmalar yaparken, kamuoyuna yalan söylememektedir. Hatta bir adım ötesi, kimseye de “burnunu koparırım” dememektedir.

 

Türk Metal Sendikası ve diğer faktörlerle Kdz. Ereğli’de açılan yeni sayfa umarım geçmişte yaşananları bir daha tekrarlamaz.

 

Şimdiki slogan hizmet zamanı noktasında tutulur ise kazanan Kdz. Ereğli olacaktır.

 

Bunu engelleyecek tek faktör de şımarıklıktır.

 

Seçim kazanmanın sarhoşluğu içine düşecek olan bir örgüt ve meclis üyeleri  bataklığa sürüklenmenin ilk adımı olur.  Herkesin daha olgun, daha saygın ve daha pozitif olması gerekmektedir.

 

Kin, intikam, tehdit, kavga, baskı gibi aşağılık sözler yeni dönemde asla konuşulmamalı ve belediyenin iş barışışının bozulmamasına özen gösterilmelidir ki, verim alınsın hizmet yapılabilsin.

 

Elbette yeni ekip kendi kadrosunu kurabilir.

 

Ancak ekmekle oynamadan yapılacak kadrolaşmada, siyasal düşünce değil iş verimi ve üretim kriter olmalıdır.

 

Toplumun beklentisi eşit, saygın, katılımcı ve şeffaf bir yönetimden başka bir şey değildir.

 

Kdz. Ereğli’nin sosyal, siyasal ve kültürel dokusuna yakışan bir yönetim anlayışının, milletvekilinin gücüyle toplumsal çıkar çizgisinde buluşmasının meyvesi  elbette herkese yeter.

 

Açıkça söylüyorum ki, benim en büyük umudum milletvekilinin duruşudur.

 

Ve 20 yılın üzerinde yakın tanışıklığım olan Hüseyin Uysal’ın iyi niyetli ve kirli ilişkilere bulaşmayacak karakteristik özellikleridir.

 

Şimdi tüm şanslar biraraya gelmiş/getirilmiş iken saygı ve hoşgörü rüzgarlarıyla  doldurulan yelkenlerle Ereğli’ye yol  alma zamanı olmalı…

 

 

SON SÖZ: Kaybedenler "değişime uzak" durup engelleyenler, kazananlar da "kavgaya hayır" diyenlerdir…