MYO`LARIN SESİ
Eyüp BEKTAŞ
Kısa adı MYO. Yani; diploma törenlerinde kep atan ve diplomalarını dekan ile rektörün imzaladığı Meslek Yüksek Okulları.
Yıllarca üniversiteyi kazanmak için geceleri gündüz eden MYO?lar.
Hazırlıklar ve sınavlar.
Mücadele ve hırs.
Ya anne babama mahçup olursam?
Ya arkadaşlarım?
Hele ki komşum Zeynep teyzenin yüzüne nasıl bakarım?
Sevgi kazanacak, Nazım veya Yasemin yitirecek.
Of ya!
Ne zor iş bu?
Kazanmaya mahkumiyet.
ÖSS?mi adı? Öyle mi diyorlar. Öyleymiş baksanıza. Biliyoruz işte ÖSS olduğunu. Hani başvuranların yüzde onunun kapıdan içeriye alındığı sınav maratonu.
Bastır bastır paraları Leyla?ya değil.
Bastır bastır parayı da, dersaneye, özel derslere, özel bilgi kazanımlarına.
Tek bastır.
Nasıl olsa baba hazır.
Ana da.
Baba ne diyor?
?Çocuğuma mal mülk değil, eğitimli ve kendi kendine yeten bir meslek kazanımı.?
Oh ne güzel.
İdealist babam benim.
Özverili anam.
Canım.
Canlarım.
Kardeşim bile ?büyüğüm kazansın öncelikle? diyerek bayramlık ayakkabı istemedi.
Bilen bilir.
Bir de yaşasan.
MYO mezunları; zarlı ve zorlu süreçte iki yıllıkta olsa üniversiteyi kazanmış olmanın haklı gururunu yaşayıp çıktılar yollara.
Bilmedikleri ve tanımadıkları illere, ilçelere.
Farklı kültürleri öğrendiler.
Öğretimli eğitimli bir birey olabilmeye olan tutkularıyla yıllarca süründüler yaban ellerde.
Kimi zaman dolmuş parasız kimi zaman da hamburgersiz kalsalar da, ?zoru yaşamak bir fırsattır? diye kabullendiler bu dönemleri.
Onlar üniversiteli olarak bilindiler.
Öyle bilindiler.
Kağıt üstünde üniversiteli olmanın anlamsızlığını yaşamla tanıştıklarında öğrendiler.
Boşuna yalamışlar onca mürekkebi.
Boşuna çekmişler çileleri.
Yaşam acımasız.
Ve kapkara.
MYO?lar, şimdi yollara düşüyorlar.
Bu kez ?hak verilmez alınır? diyerek, ?Biz bir buçuk milyonuz? sözleriyle bağırıyorlar.
Sağlıklı temellerde örgütlenmenin gücü büyük.
Güçlü ve titretiyor.
Öyle de oldu ya.
Hakan arkadaşım var benim.
Yürekli mi yürekli.
Bıçkın.
Ve zoru iplemeyen Hakan.
Çelik ile yoğrulmuş.
Demir ile şekil vermiş örgütlenmeye.
İyi bilir ve tanırım.
Sıkı bir de Kuvayı-Milliyeci.
Hakan Baycık, Erdemir?de başlatmış davaya gönül vermiş arkadaşlarıyla bu örgütlü mücadeleyi.
Yıllar yılları kovalarken yılmamış.
Haklı davasını anlatmak için çalmadık kapı bırakmazken, bozmamış ki moralini hiç.
İlk kazanımını şube sayısındaki patlama ile birliktelik ilkesiyle elde ederken, siyasetin kapısını da aralayıp genel merkez düzeylerinde aralayıp ?MYO?lar haksızlığa uğradı. Bu sorunu siyasetin çözmesini bekliyoruz? diye bıkmadan usanmadan demiş.
Anlamayanlara da, anlamak istemeyenlere de anlatmış. En sonunda da kanun teklifini bile hazırlatmış.
Nereden nereye?
Karadeniz?in Ereğli?sinde ?Sevgi? ile büyüyen, ?Dostluk? ile örgütlenmeye gönül veren, ?Barış? diye evrensel hümanizm tohumları eken Hakan Baycık, şimdi ?Haydi MYO?lular Kadıköy?e? diyor.
Mitingde ses verecek MYO?lular.
Kör gözleri açacaklar, işitme sorunlulara tedavi yapacaklar.
?Konuşun bizim için? mesajı; kanun teklifini gerçekleştirmek.
Tarih 30 Mart 2008?miş.
Kadıköy ve emek mücadelesi.
Kadıköy ve demokratik hakkı kullanabilme cesareti.
Çok etkiliyor beni.
MYO?lu değilim ben.
Şimdiki adı TTK olan EKİ?nin Çırak Kursu mezunuyum.
Yok yok? Gideceğim ben de Kadıköy?e.
MYO?luların emek ve hak mücadelesini izlemeye?
Yorumlar