Yeni yıla 6 kala “Hayırlı Pazartesiler” dileğimizle işbaşı yaptık yine.
Şöyle bir haberlere göz atalım dediğimizde ise bir anket sonuçları takıldı gözüme.
Yarın seçim olsa; TBMM’ye üç parti girebiliyormuş.
AKP yüzde 40,
CHP yüzde 18
Ve İYİ Parti yüzde 11.

Şaşırtıcı rakamlar.
Ve de korkutucu.
HDP baraj sınırında MHP eriyip yüzde 5 lere kadar düşüvermiş.
Görünen o ki, AKP yine tek başına iktidar.
Sıfırdan büyüyen tek parti ise adı İYİ olan Akşener’in kurduğu siyasi hareket.
Diğerleri zaten yoklar.

2007 yılından bu yana her milletvekili seçiminde oy verdiğim CHP’nin bile atılım yapamadığı gerçeğini kabul etmeyenler, kendilerini kandırmaya devam etsinler.
Bir oy da benden gitti.
“Bir daha oy mu veririm? Kesinlikle hayır!” diyen sayısı o kadar çok ki.
Yakından bildiğim çok CHP’li, seçenek olarak İYİ Parti’yi gördüklerini açık açık ifade ederken, ilçe kongresinin zar-zor toplanmasını sadece iç çekişmelere bağlamamak gerek.
Toplum artık yeni heyecan istiyor.
Bu gerçeği ifade etmek bile CHP’nin tapusuna sahip olduğunu söyleyenlerin o çok keskin öfkesini çekiyor hemen.
Yazık!
Gerçek bir anekdot; “CHP’yi kimseye gaptırmam” diyenlerden birine “Yeni il başkanı adayınız çok iyi bir insan” dememle fırçayı yemem bir oldu. Vır vır vır anlattı da anlattı.
Sustum!
Bu kez “İlçe başkanınız genç. Gençlerin önünü açmak gerek” dedim. Yine demez olaydım. Anlattı da anlattı.
CHP bu!
“Birbirlerini sevmeyen topluluk” gerçeğini bile söyleyemezsiniz.
Dayak yemeden kurtulur iseniz şükredin.

Yani demem şu:
AKP güç kaybetse de, yine iktidarın tek alternatifi.
Ana muhalefet ve meclisteki diğer iki muhalefet güç kaybederken, işe sıfırdan başlayan İYİ Parti ise yükseliyor.
İYİ Parti yükseliyor dedik ya, yaş ortalaması 60’ı geçkin ve 80’e dayanmış CHP’lilerin hışmına uğramamak ne mümkün.
CHP böyle.

Anket sonuçlarını kızmak yerine “Bu halk bize oy vermiyor, çekip gidelim de gençler ve kadınlar gelsin” demeyenler, CHP’nin önündeki en büyük pranga olduklarını asla anlayamayacaklar.
Tas aynı hamam aynı.
Ha şunu da ifade edeyim; İYİ parti için ana gövdeden ayrılanların yok olacağı iddiasında bulunanların unuttuğu bir şey var; o da, AKP’nin de ana gövdeden ayrılıp iktidar koltuğuna oturduğudur.
Eski. Eskidir.
Yeni ise yenidir.

Yaşama kör bakanlar, günümüzün fotoğraf ve fotoğraflarını süzemezler.

GÜNÜN SÖZÜ:

“DEHŞETE DÜŞTÜM!”
Son KHK ile ilgili en sert tepkiyi Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu verdi. 'Darbe girişimi ve girişimin devamı niteliğindeki eylemler' olduğuna kimin karar vereceğini soran Feyzioğlu şu ifadeleri kullandı:
“İnsanlar sokakta birbirinin kafasına sıkacak. Siz bunu nasıl önlersiniz? Sizin herhalde istediğiniz bu değil Sayın Cumhurbaşkanı. Siz yurttaşlarınızın birbirinizi vurmasını teşvik etmiyorsunuz herhalde. Dehşet içindeyim. Bunu derhal geri çekin. Kabile devletlerinde olmaz bu. Siz ne yaptığınızın farkında mısınız? Ne yapmak istiyorsunuz? Bunun altına imzası olanlar ne yapmak istiyorsunuz? Bunu kabul edemeyiz çok tehlikeli bir maddedir.”

HÜKÜMETTEN AÇIKLAMA:
Hükümet Sözcüsü Mahir Ünal, KHK’daki tartışmalara neden olan maddeyle ilgili, “Sivillere ceza muafiyeti konusu 15 Temmuz ve 16 Temmuz sabahıyla ilgilidir" dedi. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de konuyla ilgili şunları söyledi: "Yeni KHK 15 ve 16 Temmuz'daki olayları kapsamaktadır."