Prof. Dr. Birgür Sönmez, 6 Kasım 1914 tarihinde İstanbul?dan, içinde 3 bin asker, 2 tayyare, askeri mühimmat, gıda ve kışlık giysi bulunan Bezm-i alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa adlı 3 kuru yük gemisinin Ereğli-Zonguldak arasında Kandilli açıklarında 7 Kasım 1914 saat 07.45?de Rus donanması tarafından batırıldığını yaptığı araştırmalar ile tespit etti ve  2007 yılından itibaren de bu üç geminin batırılarak 3 bin askerin şehit oluşu törenlerle anılıyor. 

Sayın Sönmez?in 93 yıl sonra karanlıktan çıkararak gündeme getirdiği bu olayla ilgili anma etkinliklerine Kdz. Ereğli Belediyesi kentin en gözde noktasına bir şehitlik yaparak sahip de çıktı. 7 Kasım 2009 tarihinde Sarıkamış Şehitliği Anıtı törenle açıldı. Aynı gün akşamı Prof. Sönmez Atatürk Kültür Merkezi?nde bir de konferans verdi.

Konferansı izledim. Sayın Sönmez çok iyi bir araştırma yapmış ve yıkılan Sovyetler Birliği?nden elde edilen görüntülerin de üzerine konuşarak Sarıkamış Savaşı?nı anlatırken, ben hep Kandilli açıklarında batan Bezm-i alem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa adlı 3 kuru yük gemisinin sülietlerini gözümün önüne getirmeye çalıştım.

Düşündüm!..

Sarıkamış?ta soğukta çarpışan Türk askerlerine mühimmat ve yiyecek götüren üç kuru yük gemisi ve içindekileri?

-3 bin asker

-2 tayyare

-Askeri mühimmat

-Gıda ve kışlık giysi

Bunları yan yana koyduğumda, her şeyi kabul edebiliyorum da 3 bin askerin o gemilere onca mühimmat, gıda ve yiyeceğe rağmen nasıl bindirildiğine aklımı kestiremiyorum.

Hatta, 2 tayyare, askeri mühimmat, gıda ve kışlık giysi de gemilere yüklemeden 3 bin askerin bu üç gemiye nasıl bindirildiğine mantık bulamıyorum.

Beynimi sürekli kurcalayan ?Bir hata olmasın!? sorusuna yanıt bulmaya çalışsam da içinden çıkamıyorum.

Günlerdir beynimi kemiren bu düşüncemi düşüncesine değer verdiğim dostlarıma anlatarak beyin jimnastiği yapmaya başladım ama içinden çıkamadım.

Ortak akıl, bu üç gemide değil 3 bin asker en çok 300 kişi olabileceği noktasında buluşuyor.

Albay emeklisi bir ağabeyi arıyorum ve ?Kuşkularım var. Bu konuda tarihe yanlış bir not düşülmesin. Yapılan araştırmaya asla saygısızlık yapmak da istemiyorum ama bu üç gemiye 3 bin askerin bindirilmesi mümkün değil? diye beynimi kemiren kurdun yarattığı rahatsızlığı anlatıyorum.

İlk tepki; böyle bir şeyin olamayacağı ifade ediliyor.

Anlatıyorum ve gözünün önüne 3 bin kişiyi getirmesini istiyorum.

Nerede otururlar ve yatarlar, nerede yemek yer ve dolaşırlar?

Öyle ya; bir iki saatlik durum değil ki bu?

Günlerce sürecek bir yolculuk.

Hem asker spor yapar, koşar koşturur. Savaşa giden askerin diri olması gerek.

Albay ağabeyime bunları anlattıkça, telefondaki sesi değişmeye başlıyor.

Israrla, ?Amacım Ruslar tarafından batırıldığı iddia edilen bu üç gemide 3 bin askerin olmasının mümkün olmadığına dikkat çekmek. Yapılan araştırma bir daha gözden geçirilsin ve daha sağlıklı bir bilgiye ulaşılsın? diyorum.

Bu da yetmiyor ve internette araştırma yapmaya başlıyorum.

http://www.guvenislamoglu.com/default.asp?m_id=2§ion_id=24&c_id=345&title=Sar%C4%B1kam%C4%B1%C5%9F%20Deniz%20%C5%9Eehitleri sayfasında bu üç geminin batırılmasıyla ilgili bazı belgelerin yayınlandığını görüyorum.

Okuyorum olayı.

Hiçbir yerinde gemide 3 bin askerin bulunduğundan bahsedilmiyor.

Hatta bu gemileri bulan deniz araştırmacısı Selçuk Kolay ile yapılan röportajı da aynı sayfada okuyorum.

Aradığım 3 gemiye nasıl bildirilip de yolculuk yaptıkları öne sürülen 3 bin askerle ilgili bir ifade.

Yok!..

Anlayamıyorum?

Ordunun bile en üst düzeyde temsil edildiği törenler yapılırken,  ben kendi kendime ?Bu gemilerde 3 bin asker yoktu? diye ortaya çıktığımda topa tutulacağımı bile bile bu kuşkumu aktarmaya karar verdim.

Birilerinin dikkatini çeksin de, batırılan bu üç geminin boş olduğunu da kabul ederek üç bin askerin nasıl bindirildiğini açıklanır ve önümüzdeki süreç içinde bir çok kişide doğabilecek kuşkuların önüne geçilir.

Veya, 3 bin askerin o gemilere bildirilebilmesinin mümkün olmadığı gerçeği de kabul görerek bir düzeltme yapılır.

Amacım havayı bulandırmak değil, tarihi sapmaların önüne geçebilmek için katkı vermek sadece?