Hiçbir sermaye sahibi "Ben çevreyi kirleteceğim" demez!

dememenin içinde "Azıcılık bile kirleteceğim" yoktur.

Sermaye, çevrenin canına okuyacak bir yatırım için bile gözlerimizin içine baka baka "Çevre dostu" olduğunu iddia ederek yalan söyler.

Bu yalanlarını da "İşçi alacağım" diye örter.

Hep böyle olmuştur.

Hep böyle toplumun "İstemezük!" sesleri kısılmaya çalışılmıştır.

Bu görüşünü şimdi yine yeniden neden seslendiriyorum mu?

Sebebi var tabi ki!

 

Sebep Yığılca.

Yığılca'da magazin dünyasının en renkli isimlerinden biri olan işadamı çimento fabrikası kurmak için düğmeye basmış.

Bu düğmeye basışın ilk   sözü "Yüksek Alman Teknolojisi."

Diyor ki işadamı, yüksek Alman teknolojisi çevre dostu.

"Güldürmeyin" mi dediniz?

Gülün veya gülmeyin kılıf Alman malı.

Hem de yüksek teknoloji.

İleri demokrasi der gibi değil mi?

Avrupa fosil yakıtlı enerji santrallerinden kurtulmak için Paris antlaşması imzalarken, tüm çevre kirliliği yaratan fabrikalarını da geri kalmış ülkelere gönderiyor.

Diyor ki, "Sizin toplumun çevre bilinci yok. Hem siz de işçi giderleri düşük. Alın bizim fabrikaları ve doğanızın da canına okuyarak üretim yaparak ürününüzü bize satın."

Hemen atlıyoruz bu teklife.

Atlıyoruz ama asıl atlayanın Avrupa olduğunu görmüyoruz.

Pardon, "görmüyoruz" olmadı.

Görüyor ve her şeyi bile bile "lades" yaparak, "aman da rant, canım da rant" diyerek atlamayı balıklara dalış ile sürdürüyoruz.

Sonuç?

Önce doğanın canına okuma.

Sonra, hastalıklar.

Ardından acı çeke çeke ölümler.

 

Şimdi Yığılca'ya kurulacağı söylenen çimento fabrikasının yaratacağı çevre kirliliğinin birinci hedefinde kim olacak?

Alaplı!..

Alaplı da organik fındık üretimi yapabilmek için onca heyecanı falan askıya alın.

Bitti!

Çimento fabrikası Alaplı'nın fındığından başlayarak tarımının kökünü kurutacak.

Zaman en büyük yargıç.

Hep beraber göreceğiz bu günleri.

Göreceğiz.

 

Yığılca tabi ki yatırım alanı olmalı.

Olmalı da, çevre düşmanı tesisler kurarak değil.

Çevre dostu yatırımları Yığılca'ya çekmeli Belediye başkanı.

İzliyoruz  ki, iktidarın içinde borusunu da öttürüyor.

Bu gücü kullanırken, Yığılca'ya gidip de çimento fabrikasının kurulmasına öncülük ediyor ise yanlış bir kararı savunuyor demektir.

Böyle bir yatırıma izin vermek gündeme farklı dedikoduları da pompalar. Ki öyle duyumlar da konuşulmaya başladı bile.

 

Yığılca Belediye Meclisinin bölgenin geleceğini sıkıntılara sokacak çimento fabrikasına izin vermeyeceğini umut etmek istiyorum.

İstiyorum istemesine ama haberler hiç de umutlu değil.

Yazık olur Yığılca'ya.

Yığılca böyle bir kararı almadan önce komşu ilçelerinden de görüş almalı.

Komşuluğun etik değerleri vardır.

Komşu komşunun külüne muhtaç  ise komşuyu da zehirleyecek kararlardan geri adım atılmalıdır.

Sonra...

Sıkıntılar yaşanır.

Ve bunun bedelini de toplum öder.