Her zamanki Ramazan ayının iftar yemekleriyle ilgili haberler en öne çıkmaya başladı.
O çok verdi.
Öteki az verdi.
Diğeri hiç yapmadı/yapamadı.
Falan filan.
Her yıl isimler değişse de film aynı film.
Artistleri değişik.
Hatırlarsınız Ramazan ayını oy sandığına tahsis etmek isteyen bir eski belediye başkanı imamlığa bile soyunmuş, binlerce kişiye iftar yemeğinde dualar bile ettirmişti.
İnsanların kutsal duygularını kullanma amaçlı bu tezgahlar hiç bitmiyor.
Ben iftar verdim.
Ben de verdim.
O da verdi.
Peki; soru şu:
“Hangi parayla?”
Tık yok.
İftar yemeğinin parasını sen verip de, eşin dostun ve fakir fukara ile paylaşırsan anlamlıdır.
Ha, bunu da reklam etmezsen tabi ki.
Yoksa, insanların kutsallığına saldırmış ve bir güzel ve hoş geleneği ciğerinden vurursun.
Evet iftar yemekleriyle övünenler.
Paralar kimden?
Cebinizden kaç lira çıkıyor?
Ya da çıkmayı geçelim de, o cebe birşeyler giriyor olmasın sakın!
Öhe!..
Dernekler odalar şunlar bunlar Ramazan ayında iftar yemekleriyle medyayı da her şekilde ve sınırsız bir güzel kullanıyorlar ki.
Kullanan kullanana.
Medyayı kullanmayan öteki dünyaya borçlu gider.
Bu nedenle gitmesinler diye biz de kendimizi kullandırıyoruz.
Sağolsunlar iyi kullanıyorlar ha haklarını yemeyelim.
Tövbe estağfurullah.
Yani sonuçta Kutsal Ramazan Ayı’nda senin iftarın büyük, benimki küçük yarışı var.
Kiminki küçük veya büyük oy ayrı mesele de, paralar kimden?
Bu soruya yanıt verip de “benden” diyenler, bilin ki o iftarların reklamını yapmıyorlardır.
Ve dağıttıkları yardım paketlerininde…