FİSTAN
Eyüp BEKTAŞ
Yavuz Turgul?un yönettiği ve Şener Şen?in başrolünü oynadığı Kabadayı filminde, eski bir polis geleneği dikkat çekti.
Polis, kabadayı diye geçinenleri kontrol altında tutmak için gözaltına alıyor ve dansöz elbisesi giydirerek resimlerini çektikten sonra ?hadi şimdi git. Bizim iznimizin dışında bir şey yaparsan veya başımıza derde koyarsan bu resimleri kamuoyuna açıklarız? diyerek gönderiyor.
Polisin elinde dansöz elbiseleri resmi bulunan kabadayı da, karizmayı çizdirmemek için polis ne derse onu yapmak zorunda kalarak, dar alanda kısa paslaşmalar ile raconunu kesmeye çalışıyor.
Bunun adı açıkça şantaj!
Polisin şantajı ?anamı kesen ben heyttt!? diye nara çekenleri dize getiriyor.
Dönemin kontrol mekanizması böyle çalışıyor.
O yıllar çok geride kaldı.
Birinci şekil, o yılların kabadayı profili değişti.
Eski kabadayıların, garibanı koruduğu ve yoksulun gırtlağına çökeni gırtlakladıklarını eski film ve kitaplardan öğreniyoruz.
Kabadayılık da yıllar içinde değişime uğrayıp, şekil değiştirince ortaya yeni versiyon eşkiyalar çıkıverdi.
Eşkıya, mafyanın Türkçesi.
Şimdi ortalıkta eşkiyadan geçilmiyor.
Garibanı sömüren ve zengin ile güçlünün uşaklığını yapan eşkiyalar, yasal boşluklardan da yararlanıp kısa yoldan köşe dönmeye çalışırken, ?etik? dediğimiz ahlak yozlaşması da özellikle siyasi alanda artarak sürüyor.
Söylediğinin arkasında durmayan ve adam satanlar için Ereğli yöresinde kullanılan ?fistanlı? diye bir lakap vardır.
Orası burası oynayan ve duruma göre şekle girerek, günü ve durumu kurtarmaya çalışan nankörler için kullanılan ?fistanlı? ifadesi ile polisin kabadayıları yola getirmek için giydirdiği dansöz elbisesi elbette aynı değil.
Bir tanesi polisin yol ve yöntemi, diğeri ise toplumun yapıştırdığı etiket.
Her ikisi de, bir erkek için çok gurur kırıcı durum.
Hele ki, toplum içinde kabadayı olarak gözüküp de zenginden alıp da yoksula dağıtanlar açısından karizmanın delik deşik edilmesi.
Ya, adam satan ve dönme denilen kaypaklığa imza atmaktan utanmayanlara yakıştırılan fistanlı nedir?
İkisini yan yana koyun.
Değerlendirin.
Bir de, günümüzün eşkiyalarına siz olsanız ne giydirirdiniz düşünün.
Ne buldunuz?
Etek mi!..
Yasalar, neden yoksulu ve garibanı tam korumaz?
Bir de fotoğrafa bu pencereden baktığınızda, padişah demokrasisi ile vekalet kapanların kirli ilişkileri içindeki bağlantıları mı bu yasaların ağırlaştırılmasını engelliyor ve eşkiyaları kolluyor mu dersiniz?
Olabilir.
Halkın vekaletinin padişahlar tarafından hazırlanmadığı ve özgür bir biçimde halkın verebildiği bir sistemde oluşacak bir meclis, şehir eşkiyalarını bu kadar elini kolunu sallatarak dolaştırmayacak yasal önlemleri alır, boşlukları doldurur.
Eşkıyalar meydanı zil takıp oynayacak kadar boş buluyor ve bu eşkiyalar topluma korku salgılıyorlarsa, hukuk devletinin temelini oluşturan insan hakkı çiğneniyor demektir.
Hukuk güçlüyü değil, halkın tamamını eşit korur.
Dansöz elbisesi giyeni de, aramızda dolanan fistanlıları da rahat bırakmaz.
Bir ipe bağlar.
Hesabını da ağır bir biçimde sorar?
Eşkiyayı hükümdar da yapmaz!..
Yorumlar