Kasabadan uzaktaysanız, memlekette ne oluyor ne bitiyor diye merakta ediyorsanız.

Elinizdeki telefonun veya bilgisayarınızın bir iki tuşuna basarak, bazen değil çoğu zaman kasabanın içinde yaşayanlardan bile daha önce ve daha hızlı bir şekilde merakınızı giderebiliyorsunuz.

Sosyal medya mecralarından her türlü haberin dakika ve skorunu almak bir iki saniye sürüyor.

Gelişmelerden, dakikalar içerisinde videolu, fotoğraflı, görüntülü, görüntüsüz öncesiyle sonrasıyla akıllarda hiçbir şeyin kalmayacağı şekilde, en ince ayrıntısına kadar haberdar olabiliyorsunuz.

.........................

Ayrıca.

Sayıları oldukça artmış, ahalinin haber alma hakkı için uğraşan yerel basınımız var. Her biri kendi ilkelerine, olaylara bakış açılarına göre haberler yapıyorlar.

Kasabada her gün değilde, neredeyse her saat meydana gelen, başta rolde motosikletlilerin yer aldığı trafik kazaları, türlü çeşitli asayiş olayları, kavga gürültü patırtı da yerel basının manşetlerinden hiç düşmüyor. Ortak haber başlıkları oluyor.

Yakın zaman önce, Kasaba Belediyesi futbol takımının başarısı da tasada kederde, mutlulukta coşkuda yanyana olunur birlikte hüzünlenilir birlikte sevinilir tezini doğrularcasına, yerel basının günlerce ortak paydası olmuştu.

..............................

Geçmişte saman alevi gibi parlayan, çoğu zaman sönük kalan doğrusu ise gündemden hiç düşmemesi gereken bir olay bugünlerde bir iki yerel gazetenin ön sayfalarında daha sıklıkla yer almaya başladı.

Yerel basının tamamında olmasa da bazılarında biraz daha fazla ortaya çıkartılır, video ve resimlerle beslenilir oldu.

Kasabanın önemli bir yerel gazetesi manşetinde.

Hava kalitesi endeksi 103 olarak ölçüldü. (Normal seviye 50’nin altında olmalı)

Bu seviye çok yüksek,

Bilim, bu ölçümlerin tespit edildiği yerleri, yaşam tehlikesi olan yerler kategorisinde değerlendiriliyor.

Uzmanlar, buralarda açık havada spor yapılmamalı, bebekler dışarıya çıkartılmamalı, açık alanlarda yemek yenilmemeli uyarısında bulunuyor, dedi

Açıkça çocukları sokağa salmayın, açık havada yemek bile yemeyin hastalık sahibi olursunuz belki de ölürsünüz demeye getirdi.

Kasabalı Gazeteci Özçakır,

Geçen hafta 25 civarında dilekçe ile Erdemir hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduk, kasabada senenin 200 günü hava kalitesinin kötü olduğunu yazmıştık, ama ölçümlerden öğrendiğimize göre artık 365 gün zehirli hava soluyacağız diyerek, yapılanlar yeterli değildir, 120.000 kişinin yaşadığı şehirden, her gün binlerce şikâyet yapılmadır dedi.

Benim anladığım haliyle Kasabalının çoğu hala olayın ciddiyetinin farkında değil, canının ne kadar tehlikede olduğunu, sorunun boyutunu anlayamadı, mesele kasabayı kasabalıyı çoktan aştı demek istedi.

Kasabanın bir başka duyarlı gazetecisi Hüseyin Uysal

Organize Sanayi Bölgesindeki tesislerin yarattığı zararlı atıkların dereyi nasıl kirlediğini videoya kaydedip yayınladı.

Buralar kasabanın sera alanları, bu kirlilik nedeniyle büyük tehlike altındalar. Kasabanın havasının suyunun denizinin zehirlenmesinde suçlu yalnızca Erdemir değildir, suç ortakları vardır. Bu duyarsızlar birçok yerde ortaya çıkıyor, kasabaya büyük zarar veriyorlar dedi.

Sol Parti Ekoloji grubu,

Halk Sağlığı Hiçe Sayılıyor, Ereğli Sahipsiz başlıklı bir açıklama yaptı

Erdemir yetkilileri, Yerel Yöneticiler sorunu gidermek için adım atmıyorlar. Havayı, Denizi, Doğayı kirletmeye halkın sağlığını bozmaya devam ediyorlar, Erdemir son aylarda çok daha kontrolsüz çok daha kirletici hale geldi.

Halk sağlık sorunları yaşıyor, Kanser vakaları arttı, doğurganlık azalmış.

Gece saatlerinde artan, bacalardan çıkan yoğun duman, solunmaz hale gelen tozlu hava, denize derelere deşarj edilen atık sular fabrikadan yayılan yüksek gürültü, halk sağlığını bozmaya devam ediyor dedi.

..............................

Başta da söylemiştim bu aralar biraz daha fazla, birkaç kişinin gayreti ile gündeme taşınan büyük sorunun ciddiyeti ve önemi ne yazık ki,

Ya hala tam anlaşılamamış ya da dillendirilmesi, gündeme taşınması birilerini rahatsız ediyor.

İnsan merak ediyor.

Mademki uzun zamandır meseleyi çözemiyoruz kendi içimize çalıp söylüyoruz, sesimizi duyuramıyoruz,

İnsan kendini zehirler mi, bende burada yaşıyorum vecizesinin, bu tarihi sözün arkasında saf tutmadılar ise.

Başta Kara ve Deniz Avcılığına gönül verenlerin dernek üyeleri olmak üzere o veya bu isim altındaki Dernekler Sendikalar STK lar Siyasi Partiler, olmadı ister Aslan ’lı, ister Vagon Tekerlek ’li olmadı Ellerini Kaldırarak zekayı, yaşamı çağrıştıran amblemin altında toplananlar, bu kasabanın havasını soluyan herkes.

Ortaya çıkmalıdır.

Kasabanın bu vahim yaşamsal durumunu, ulusal basının görsel ve yazılı mecralarına taşımak, Devletin yetkililerine ulaştırarak çözüm bulmak, kasabanın havasının suyunun denizinin kirletilmesini engellemek zorundayız.

Binlerce insanın can sağlığı tehlikede altındayken, Devletin yetkilileri sıkıntıyı duymuşlar, şu kadar ceza yazmışlar haberlerinin yorumunu kasabalının takdirine bırakıyorum.

Yaşamsal sorunun, her gün büyüyen Hayat Memat Meselesi noktasına gelen sıkıntının çözümü için kısa zamanda tek vücut olup somut adımlar atamazsak.

Ya Nihat Can’ı ya Gazteci Burhan’ı veya Çolak Memet’i (Mehmet Akman) durumdan haberdar edip, olaya el koymalarını istemek tek çıkar yol, son çare olacaktır.

Nuri ÖZTÜRK / İzmir