Mart 2009’da; şovdan uzak ve gürültü ile görüntü kirliliğinin hiç olmadığı bir kentte yaşamak isteyenlerin beni Kdz. Ereğli Belediye Başkanlık makamında işbaşı yaptırmalarıyla birlikte neler yapacağımı açıkça yazıyorum. Biz de gizli saklı yok. Seçimlere 4.5 ay kala, rakiplerimizin fikirlerimizden yararlanmalarından da ürkmüyoruz. Tam aksine bundan onur duyacağımızı da söylüyoruz. Önemli olan yaşadığımız kent değil mi? Ortak paydalarımız o kadar çok ki. Kentin görünen yüzü kadar, görünmeyenler de bizim. İşte benim işim de bu. Görünmeyenler ve yaldızlı görünenler arasında olabildiğince eşitliği sağlamak. Şimdi gelelim benim şu ünlü vaatlerime. Haydi bakalım 5. bölümde neler var neler? Kdz. Ereğli’nin ekonomisi Erdemir’e dayalı. Yarın Mittal Erdemir’i alıp da biraz yan gelip yatırmaya kalksa ne olur? Ereğli’de hayat durur. Peki tersaneler ne alemde? Sıkıntılar o kadar çok ki, tersanelerde çalışanların günü kurtarmak için yaşam mücadelesi verdiklerini görmemek için kör olmak gerek. OSB ve diğer tesisler elbette Kdz. Ereğli’nin büyük kazanımları. Ama yeterli mi? Var olanların krizlerden etkilenerek şalterleri stop ettirmeleri durumunda ne olur? Kdz. Ereğli’de, bizim Kandilli gibi sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan büyük bir çöküşün içine girer. O halde, alternatifler yaratmak gerekiyor. Kdz. Ereğli’de neden üniversite kurulmasın? Neyimiz eksik? Yıllar önce Kandilli’deki TTK binalarını önerdiğimizde dönemin siyasetçilerinden engel olanlar destek olsaydı, bugün Kdz. Ereğli’de üniversite vardı. Ama şimdi yok. Var olanları geliştirerek üniversite kurulması yolunda çok önemli adımlar atacağım. Bu öyle bir hedef olacak ki, belediyenin bünyesinde özel bir ekip oluşturarak sadece üniversite kurulmasını sağlayama dönük çalışmalara ve yatırımları planlayarak önümüze bir yol haritası koyacak. Zaman akıp geçiyor. Bu nedenle, üniversite kurulması konusunda başlatılan her hareket çok önemlidir ve doğrudur. Yani, benim belediye başkanlığım ile birlikte Kdz. Ereğli’de üniversite kurulması için işbaşı yapılacaktır. Bilgiden daha önemli ne var? Ve bilginin kimde olduğu da, kılık kıyafetle ve ense ile olmuyor. Mevlana’nın “Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok, nice elbiseler gördüm içinde insan yok” sözü ne kadar doğru? Bu nedenle, belediye özel bir birim kurulacak. Bu birimin tek işi araştırmalar yapmak ve bu araştırmaları da kamuoyu ile paylaşmak. Belediyede kuracağım birim, öncelikle “Nasıl bir belediye istiyorsunuz, siz belediye başkanı olsanız ne yaparsınız ve öncelikleriniz nelerdir?” sorularına yanıt arayacak. Kurul bunları araştıracak ve internet sitesinden de yayımlayarak tartışma platformlarında düşüncelerin zenginleşmesine fırsat yaratacak. Bu düşünceler kendi katogorilerinde değerlendirilerek derecelendirilecek. Parlak düşünceler ödüllendirilecek ve toplumda düşünce üretme yarışması yapılacak. Zenginliğe bakar mısınız? İnanın kimsenin aklına gelmeyecek ne fikirler öne çıkacak. Yürekten alkışlayacağız. Gurur duyacağız. İşte bu birim, bir çok konuda araştırma yapacak. Kentin dokusunu her yönüyle öyle bir çıkaracak ki, bileceğiz nerede ne var ne yok. Yaşadığımız kentin bilgi bankasını da kuracak bu birim, halkın içinde ve halk ile birlikte olmanın avantajını çok boyutlu kullanacak. Şikayeti gelmeyen konuları da tespit ederek, iletişimde ayrı bir köprü kuracak. Belediye başkanının götürdüğü ilişkiler ve bağlantılar (!) ile yürüyen bir belediye olmaktan kurtarılarak, toplumun her katmanıyla işbirliğinde olmanın akılcılığını, katılımcılık anlayışı ile gerçekleştireceğiz. Bu katılımcılık yandaşlara yan çıkmak değil. Toplumun her kesimiyle görüş alış verişini sağlam ve sağlıklı zeminlere oturtarak ve saydamlığa sınır koymayarak katılımcılığı kuracağım. Tabi ki bu katılımcılık anlayışında, benden önceki başkan ve meclis üyelerine öncelikle saygı ve edindikleri deneyimlerden yararlanmak da var. Vefanın vefat etmediğini, Belediye başkanlık makamında yan gelip yatmayacağım. Resmi kabullerin dışında makamımı kullanmayı hiç düşünmüyorum. Çünkü vatandaşın benimle işi olmayacak. Belediye başkan yardımcıları ne güne duruyor. Çalışsınlar. Yetki sınırsız. İş bitirsinler ve vatandaşın taleplerine yanıt versinler. Bu nedenle, başkanlık makamında hava basmak bize uymaz. O makam halkın makamı. Halkın makamını halk için kullanmanın yolu da halkla birlikte olmaktan geçer. Bir de emekçi belediye çalışanlarıyla.