Öf ya!

Bıkmayan kaldı mı?

Her gün aynı terane ki,  baydı baydı.

Hem de tümünde.

Tümü birden O’nunla yatıp kalkıyor.

Ve işin tuhaf yanı O diyor ki:

“Ben böyle bir şey yok diyorum ama toplum bana değil yalan yazanlara inanıyor.”

Hayda!

Toplum olayın merkezindekine değil, o merkeze yalan tezgahlarında her gün yeni elbiseler dikenlere inanabiliyor.

Olabilir mi?

Böylesine gerçekten uzak haber ve yorumlar prim yapabilir mi?

Diyelim mi şimdi hep birden: “Burası Türkiye herşey her an olabilir ve en sonunda da Türk Polisi siren sesleriyle gelip de yakalar.”

Veya başka bir değerlendirme.

Benim yazdığım klişe bir söz biliyorum.

Eeee kimi akla mantığa uymayan olaylar karşısında “Burası Türkiye” diyerek şaşırmamak gerektiğini hepimiz seslendirmiyor muyuz?

Başka seçenek yok!

Şimdilik…

 

Konu Fenerbahçeli Gökhan Gönül.

Spor basını tarafından her gün transfer ettirip imza bile attırdılar.

Sanki Leyla ile Mecnun aşkı.

Temcitte temcit.

Oraya buraya şuraya yolla dur.

Ve her gün utanmadan sıkılmadan yalan yaz.

Açıkça ifade etmek gerekir ki, en büyük yalancı spor basını.

Ellerinde kalem o gün yeni bir gündem yaratabilmek için akıllarına ilk gelen ve reytingi en fazla takıma futbolcu alıyorlar, satıyorlar, pazarlıyorlar.

Gerçek ne?

Yalan haber.

 

Gökhan Gönül’ün yanına bir de Mehmet Topal’ı eklediler şimdi.

O’nun adını sömürüyorlar.

Ama en ayıbı ne biliyor musunuz? Beşiktaş Şampiyon, Galatasaray Kupayı aldı fakat gündemde yoklar.

Var ise yok FB’li topçular.

BJK ve GS’nin başarısı güme gitti.

Konuşulmuyorlar bile.

Peki sebep?

Tescilli yalancı spor basını bu tezgahları bilerek yaparak mı BJK ile GS’nin başarılarını gündemden düşürüyor?

Herhalde!

Demek ki bu işte bir iş var.

O iş ne olabilir ki?