Çok yakın bir zamana kadar çok az bir kitlenin bilip tanıdığı Kireçlik’i şimdi bilmeyen kalmadı.

Kireçlik deyince akla ilk önce termik santral girişimi geliyor.

İlk önce Köseağzı’nda yapılan termik santral girişimi, bu alanın “günü birlik turizm alanı” olması nedeniyle Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından format edilmedi.

Köseağzı girişimi işte böyle yattı.

Yatırımcı kurum Hattat Holding’e bağlı Hema A.Ş bu kez Kireçlik’e gözünü dikti ve bu alana termik santral kurmak istedi.

Yöre halkı ayaklandı ve aynı alana “Deniz Araştırma Merkezi” kurmak isteyen Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nin (ZKÜ) girişimini termik santral kurma girişiminden kurtuluş açısından umut belledi.

Öyle de oldu zaten.

Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından ZKܒye iki yıl içinde projesini gerçekleştirmek üzere tahsis edilen alanda şu anda bir tek çivi çakılmadı ve zaman hızla geçiyor.

 

Şimdi asıl dikkatini çekmek istediğim konuya geliyorum.

Termik santral ölüm demek.

Termik santral bizden sonraki kuşaklara bırakacağımız en kötü miras demek.

Termik santral bu bölgenin sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda çöküşü demek.

Termik santralın bulunduğu alanlardaki inşaat sektörünün tamamen çökmesi de demek.

Termik santral gıdaya dayalı ürün üretiminin yok olması demek.

Termik santral gökyüzünden zehir yağması demek.

Termik santral denizlerdeki balıkları katletmek demek.

Termik santral Kireçlik bölgesi başta olmak üzere Zonguldak’tan gelmekte olan hava kirliliğinin Adapazarı’na kadar ulaşması demek.

Yani termik santral canlıların her türüne ölümlerden ölüm beğen demek.

Kanser demek kanser.

Durum böyle iken, termik santral kurma girişimlerine karşı toplumsal bir duruşun olduğunu söyleyebilmek çok zor.

Sanki her şey kanıksanmış gibi.

En korkunç ve tehlikeli olan da bu ya!..

 

Gazetemiz merkezini ikinci kez ziyaret eden AKP Milletvekili Ercan Candan’a “siz de bu bölgenin bir çocuğusunuz. Termik santral konusunda ne düşünüyorsunuz?” diye sormuştuk.

“Halk ne isterse o görüşün arkasındayım” demişti Prof. Dr. Ercan Candan.

Ve ardından Yalı Boyu köylerinden gelen talep üzerine muhtarları da yanına alarak ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer’e gittiler.

Bildiğim kadar bu ziyaret sonrasında kamuoyuna bir bilgi de verilmedi.

Şimdi ne olacak?

 

Termik santrale karşı duruş sergileyecek kurumlardan biri olan Kdz. Ereğli Belediyesi’nin festivalinde Hema A.Ş’nin sponsor olması çok dikkatimi çekti.

Kireçlik’e hem de iki tane birden termik santral kurmak isteyen Hema Kdz. Ereğli Belediyesi’nin festivaline sponsor oluyor ise, bundan sonra termik santrale karşı mücadelede Kdz. Ereğli Belediyesi olmayacak mı?

Bilmiyoruz.

Bunu zaman gösterecek.

Ama doğaldır ki, böyle bir endişe şu anda bu gelişmelere göre var.

İnkar anlamsız ve saçma olur.

 

Asıl soru; termik santrale karşı dik duruş sergileyecek bir platformun olmayışının yarattığı boşluk nasıl doldurulacak.

Bu işin lokomotifi kim olacak?

Hangi dernek?

Hangi platform?

Açık söyleyeyim çevre derneklerinden hiç  umudum yok.

Laylaylom havasıyla toplumun önüne geçilmiyor.

İşte Bartın orada.

Bartın’daki platform İstanbul’da bile ses veriyor.

Duruşundan ödün vermiyor.

Düzenledikleri yürüyüşlere de binlerce insan katılıyor.

ÇED raporu alabilmek için uğraş veren Hema’ya adım attırmıyorlar.

Peki ya Ereğli’de ne olacak bundan sonra?

 

ZKÜ ne yapacak?

AKP Milletvekilleri hangi tavır içinde olacak?

Yeni milletvekilleri de eski milletvekilleri gibi termik santral kurulmasından yana mı tavır alacak?

AKP ilçe örgütü neyin peşinde koşacak?

İlçede toplumsal uzlaşma etrafında buluşma nasıl başarılacak?

Yalı Boyu köylerindeki birlik ve beraberliği bozma girişimlerine karşı nasıl direnç gösterilecek?

 

Bu işleri yapacak bir önder gerekiyor.

Bir kişi veya kurum.

TSO desek, “biz yatırımcının önünü kapatamayız?” derler.

Başka?

Belediye Hema’nın sponsorluğunun ardından “dönmek yok” der mi?

Bilinmeyen o kadar çok şey var ki.

Bu büyük boşluk mutlaka doldurulmalı.

Toplumun önderi olduğunu söyleyen dernekler bir araya gelerek önder ve öncü belirleyerek taşın altına elbirliği ile elini sokmalı.

Ama nasıl?

 

Evet sevgili okurlar Kdz. Ereğli halen daha termik santral tehlikesini savuşturamadı.

Ummadığımız bir anda yeni işbirlikçiler de bulurak gelişmeleri lehine dönüştürmeye çaba gösterenler hep vardır/var da olacaktır.

Ama termik santral kurulmasına karşı olanlar ne yapmalı?

Nasıl bir dayanışma ortaya koymalı?

Nasıl hareket etmeli?

Siz ne önerirsiniz?