Yıl 2012..
Gazeteniz Ereğli Önder’de yayımladığımız haberin başlığı SAHTE MÜFETTİŞ!
Kendisini Milli Eğitim Bakanlığı müfettişi olarak tanıtan ve bu iddiasıyla bir çok toplantı düzenleyen.
Toplantılarda aldığı kararları uygulatan.
Turgut Reis okulunu “ödenek gelecek” diye onarıma alan ve yaptıran.
Gittiği her yerde ayakta karşılanan.
Törenlerle en önde oturtulan.
Kaymakamın aracını kullanan.
Ö. K isimli kadın ile ilgili haberdi yayımladığımız.
Haber bomba gibi patladı.
*
Ayrıntılarda ; sahte müfettiş sayesinde büyük iş yaptığını sananlar dolandırıldıklarını bizim haberimizden öğrendi.
Ağaoğlu’na kapalı spor salonu yaptıracağı vaadini, Ağaoğlu’ndan aldığımız açıklama ile yalanlarken, yalanlar zincirinin ipini tam çektik.
Durum böyle olunca da bir telaş başladı bir telaş
Zonguldak Valiliği bu müfettişi bakanlığa sorunca, “değil” olduğu tespitini resmi yazıyla Ereğli kaymakamlığa bildirdi. Valiliğin bu uyarısına rağmen, resmi yazı sümen altı nasıl edildi?
“a benim hacı yarim,
başımın tacı yarim.
eller bana acımaz,
sen bari acı yarim.
deniz susuz olur mu,
dibi kumsuz olur mu.
ben mühtüye danıştım,
yiğit yarsız olur mu.”
**
Bugünlerde ülke gündeminde sahte diploma meselesi var.
Hay maşallah.
Sürüsüne bereket.
Ortaya çıkarılanlar var, çıkarılmaya bekleyenler de var.
Yargı didik didik ediyor.
Bulacak!
Buldukları arasında kimler olacak ki?
Bildik isimler.
Ne diyor Abdurahman Dillipak?
“İnşallah sahte diplomalı biri ilahiyatçı çıkmaz. Hele bir de Diyanet’te görevli biri çıkarsa… Artık her şey mümkün.”
Sizce çıkara mı?
Ya da şöyle sorayım: “çıkmaz!” diyen var mı?
Gönül ister ki savcılığımız bu meselenin üzerine “Cumhuriyetin savcısı” olarak gitsin ve her kim olur ise olsun kulağından tuttuğu gibi yakalasın.
Yakalamak yetmez!
Tümünün ismini de açıklasın.
Soruları çalarak kul hakkı yiyenlerin cirit attığı şu kirliliği tuz ruhu ile temizleyecek bir temiz eller ayaklar operasyonu da yapılsın.
Arınsın ülkemiz.
Tertemiz olsun.
Ne kadar sahte iş/işler var ise pirüpak olsun.
Kim istemez?
*
Biliyorsunuz Kdz. Ereğli’de bir de sahte hastane vardı. Avrupa Göz adı altında açılan hastanenin sahte olduğunu Gazeteniz Ereğli Önder ortaya çıkardıktan sonra tabelalar sökülmüştü. Sökülen tabelanın yerine Akasya Göz tabelası konulmasına konuldu ama bir süre sonra hastane kepenkleri kapatıp kayboldu gitti.
