ABD elçisi Tom Barrack, Osmanlı gibi olmalısınız demesi bize efendilerin kölelere ne yapacaklarını söylemesini anımsattı. Yapılacak olanlara da en çok destek veren köleler ve hainler olurdu. Şu unutulmasın: Türkler tarihte köleleştirilmemişlerdir ancak içindeki hainlerle kurdukları devletler parçalanmıştır. Bu tip davranış biçimlerine Nazi toplama kampları, esir kampları, cezaevi gibi birçok yerde rastlanmaktadır.

Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerde ILIMLI İSLAM/FETÖ oyunu tutmayınca Arap türü İslam devleti önerilmeye başlandı. Oyun buradan yeniden revize edildi. İlginçtir ki Sudi Arabistan’da toplumdaki baskıların da ağır ağır kaldırıldığını görmekteyiz. Ortada çelişik bir durum var. Onlara demokrasi önermeyip, kontrol edemedikleri ülkelere “demokrasi” adı altında Şeriat önerilmektedir. Getirdikleri demokrasilerde; Irak’ta bir buçuk milyon ölü, tecavüz, yıkılmış altyapı, mahvolmuş karmaşa içinde bir ülke görmekteyiz. Buna Suriye, Afganistan, Pakistan ve Libya’yı da ekleyebiliriz. Hatta Güney Amerika ülkelerinde yaptıkları da hafızalardadır.

ABD halkı; Avrupa, Afrikalı köleler, ve Latinlerden oluşmuştur. Bunu unutmuş veya unutturmak istemektedirler. Amerika, Amerikan yerlilerinindir (Kızılderililer), bunu ABD’ye hatırlatmak gerekmektedir.

Beyaz insan/Avruplalılar gelmeden önce Amerika’da cezaevi, adaletsizlik, hırsızlık, cinayet, tecavüz ve soykırım yoktu. Bunlar, Beyaz adamla geldi.

Kölelik de yoktu. Afrika’nın özgür insanlarını eşya gibi getirdiler. Ailelerinden, çocuklarından ayırdılar, köleleştirdiler ve onlara çıkarları için hiçbir hak tanımadılar.

Yerlileri yok etmek için her şeyi denediler. Yerli kafası/kellesi getirene beş dolar verdiler; çoluk çocuk, kadın demeden öldürdüler. Onları av hayvanı gibi görüp avladılar. Aç kalmaları için Bizon sürülerini yok ettiler, üç yüz tane kalana kadar tükenme noktasına getirdiler. Bunlar yetmezmiş gibi çiçek virüslü battaniye verip, biyolojik savaşla yetmiş milyon yerliyi öldürdüler.

Elçiye önerimiz, bu yazdıklarımızı göz önüne alıp, atalarının doğduğu topraklara dönmesi, Amerika’yı da yerlilere bırakması olmalıdır.

Kendisi geçmişinde FBI tarafından tutuklanmış, Qatar emiri sayesinde kurtulan emlakçı olduğunu ve menfaati için çift taraflı bilgi aktardığını da bilmekteyiz. Bu açıdan, güvenliği ve diplomatlığı düşündürücüdür.

Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak kimle muhatap edildiğimizi ve bize dayatılan söylemin sonucunun sömürge ve kölelik olduğunu anlamalıyız.

Mustafa Kemal ATATÜRK’ün şu sözünü aklımızdan çıkarmamalıyız: “Hangi ülke var ki yabancıların nasihatları ile kalkınmış?”

İşte Afganistan, Suriye, Libya, Ukrayna ve Çekoslovakya gibi örnekler gözümüzün önünde dururken, diplomatik teamüllere aykırı konuştuğu için PERSONEN NONGRATA ilan edilmeli ya da Türkiye ABD büyük elçisi Amerika’nın kızılderililere(yerlilere) bırakılmasını ve onların din anlayışını Amerikan toplumuna empoze edilmesi için demeç vermelidir ki doğaya saygılı, barış içinde bir dünya oluşsun.

Kanlı elleri de üzerimizden çekilsin.