Başlık tiksinti etkisi yaratıyor ama acele etmeyin, fareler ilginç ve insanlık için çok yararlı hayvanlardır. Memeli oldukları ve çabuk üredikleri için üzerlerinde en çok deney yapılan canlılardır. Biz insanlara benzedikleri için bu deneyler insanlığa yararlı olmuştur ve olmaktadır.
Belki bu yazıdan sonra farklı gözle de onlara bakmayı beceririz. Her canlı gibi onlarında doğada bir görevi vardır.
İlginçtir ki, doğal yaşam şekillenirken bu görevler tam olarak belirtilmiş ve canlılara pay edilip yüklenmiştir. Doğal yaşama uymayan ya da görevini yapamayanlar yok olmuştur.
Gelelim Fare Çuvalı olayına: Mısır’ın bir köyünde bir ziraat mühendisi Kahire’ye dönmek üzere trene biner. Yanına köyün yaşlı çiftçilerinden biri oturur. Köylü, kırk beş dakikada bir, çuvalını karıştırıp ayaklarının arasına koymaktadır. Bu olay böyle devam ederken mühendis dayanamaz ve çuvalı niye salladığını sorar. Köylü de içinde yakaladığı fare ve sıçanlar olduğunu, Kahire’deki ulusal araştırma laboratuvarına deneyler için götürdüğünü söyler.
Çiftçi: “Eğer kırk beş dakikada bir sallamazsam, fare ve sıçanlar kendilerini rahat hissedip yerleşecekler, aralarında gerginlik azalacak, çuvalı kemirip kaçacaklar. Çuvalı sallayıp onları korku, gerginlik, endişelerini artırıyorum. Böylece birbirleri ile çatışıp, iç güdülerine kapılıp çuvalı unutuyorlar.”
Bu olaya fare çuvalı teorisi denmektedir. Bunu günümüze örneklerle uygulayalım. Bakalım neler olacak? İsrail-İran Savaşı, ABD çuvalı salladı. Ukrayna unutuldu. ABD’de parti, eyalet, devlet içi çatışmalar bir an için durdu. Amerikalılar ve dünya, İran-İsrail krizine odaklandı. Trump, İsrail-Gazze karşıtı yürüyüşler bitti.
Şimdilik, barış oldu ama Pentagon raporu ile parti iç çatışmaları boy gösterdi. Pakistan-Hindistan krizi çıktı; Ortadoğu, Suriye, PKK ve diğerleri konuşulmaz oldu. 2019’da Covid-19 ile biyolojik savaş krizi çıktı, dünya felç oldu.
Fransız siyasetçi ve Mitterand’ın danışmanı Jack Atalie dünya nüfusunun azaltılmak için aşı olmaya mecbur bırakılacağını, böylece yaşlı nüfusun ortadan kaldırılacağını söylemiştir. Bunu da, kendilerinin daha önceden tedavisi olan aşısını buldukları hastalık ile yapacaklarını 1981’de açıklamıştır.
Bizde Kıbrıs barış harekatı sonrası ASALA, GAP projesi ile, PKK çuvaldan çıkmıştır.
Ukrayna Savaşı ile Avrupa doğalgazsız bırakılmış, Rusya ile karşı karşıya getirilmiş, İngiltere AB’den çıkmıştır. ABD, Ukrayna’daki kıymetli mineral ve madenlere el koymuştur. Bu örnekleri çoğaltabiliriz ve çoğaltabilirsiniz. ABD’nin diktatörlüğe gittiği de basında konuşulmaktadır.
Bu arada, FİDEL CASTRO’nun bir sözünü hatırlayalım, “Biz yenilirsek kalkar yine deneriz, diktatörler yenilirse sonları olur.” Acaba bu korku mu çuvalın sürekli sallanıp karıştırılmasına neden oluyor da insanlar kaçamıyorlar.
TURGUT SIDAL