Vurabilirim de vurmayabilirim de henüz karar vermedim dediğinde, zannedersin ki tek saçmalık kurma tüfekle sahilde denize dizilmiş balonlara atış yapacak.
Halbuki kocaman bir ülkeyi bombalamaktan söz ediyor.
İlk kez kullanılan yerin bilmem kaç metre altındaki duvarları delen bombaları attıktan sonra,
Artık barış olmalı, ateşkes yapılmalı diyor.
Gazze, insanların 5.000 yıl önce yerleştikleri Akdeniz kıyısında çileli yerleşim yerlerinden birisi. Washington’a 9.500 km uzakta.
Burada dünya vatandaşları ikamet edecek, yerli halk başka yerlere gidecek geriye de gelmeyecekler. Çok mükemmel bir turizm alanı olacaktır, diyor.
Kanada ABD’nin 51. Vilayeti olmalı, kabul etmezlerse vergi sopasını alır döverim diyor.
Sanırsın ki Devlet Başkanı falan değil, bilmem nere Belediyesinin ceberut İmar Müdürü.
...........................
O kadar çok şey yazılıp söyleniyor ki muhakkak daha da fazla konuşulacak, belki kitap bile yazılacak.
Ahali unutmuyor.
4 defa geldin 13 yıl başkanlık yaptın, bir arpa boyu yol alamadın, bir faydanı görmedik, ne zaman ki gittin, partinin üzerindeki ölü toprağı kalktı o günden beri de sırtı yere gelmiyor diyorlar,
O ise.
Benim gelmemin size ne zararı var diyor.
Yapılan mitinglerden, bir başka deyişle eylemlerden memnun değilim, mahkeme sonuçları beklenmeli, bu mesele Belediye Başkanı ile mahkeme arasındadır partiyi ilgilendirmez diyor.
Gandi’ye özenip onun Tuz yürüyüşünden esinlendi mi bilemem ama, Hak Hukuk Adalet diyerek eylem koyan, peşine ahaliyi takarak Ankara’dan İstanbul’a 450 km yürüyen sen değil miydin?
Mahkeme kararlarını tanımıyorum, nokta! diyen sen değil miydin?
Şimdi iş mahkeme kapısına dayanmış,
Vatandaş bu, sormaz mı, hem soruyor, hemde cevabını veriyor iki başkan adayı olarak seçimlere girdiniz, kaybettiniz, acaba kazansaydınız ve aynı durum ortaya çıksaydı tutumunuz yine böylemi olurdu?
Sakın ha evet deme,
Komik duruma geldin, hiç olmazsa acınacak hale düşme.
Olaya hala iyi niyetle yaklaşanlar,
Sayın eski Başkan, bir an önce Yeni Başkanla görüşün ortak bir karar alın diyor. Haksızlıklara el ele birlikte karşı çıkın diyorlar.
Ben onunla şimdi görüşmem, mahkemeden sonra bakarız diyor.
Hiç bitmeyen bir kindarlık içerisinde.
Yani ipleri elime bir alayım, görün bakın size neler yapacağım diyor.
Bırak şu partinin yakasını düş artık veya gençlerin diliyle sal şu partiyi diyeceğim de.
O ise, delegenin oyları ile seçilmeyi beceremeyince, gözünü karartmış, fırsat budur diye mahkemeden çıkacak sonucu bekliyor.
Mahkeme kararıyla Başkanlık koltuğuna oturma hülyalarında.
Gelinen bu günkü durumdan rahatsız!
Adeta bıraktığım yere geri döndüreyim hevesinde, heyecanında.
Gazeteci Mehmet Yılmaz dayanamamış son sözü söylemiş,
İnsan içine çıkmamayı bir kenara bırakın, AKP yargısı marifetiyle partinin başına oturmak bile onu utandırmıyor. Heyecan içinde bu kararın verileceği günü bekliyor.
........................
Kasaba yeni bir evreye geçti.
Kasabaya girerken telefonunuza gelen mesaj, bildik tanıdık birilerinden gelen bir mesaja benzemiyor.
Kasabamıza hoş geldiniz, Kdz Ereğli’ye hoş geldiniz falan da demiyor
Burada hava kalitesi sağlıksızdır diyor.
Kasabalı sonunda iş buraya kadar geldi, başta artan Kanser vakaları olmak üzere ölümlerin nedenleri hala araştırılmıyor can sağlığından ötesi var mı?
Sorumlular neden bulunmuyor,
Mesele bulunsun ceza verilsin meselesi değil, bu kirlilik zehirlenme engellensin diye feryat ediyor.
Yerel gazeteler kasaba can çekişiyor derken,
Son zamanlarda Ereğli’de değişik şeyler oluyor. Hatta Ereğli’nin düzenini bozmaya çalışanlar var gibi geliyor bana. Erdemir ÖEB oldu belediyenin 400 milyon zararı oldu. Erdemir’in Yüksek Fırınında çökmeler patlamalar çatlamalar var. Sabah 4-8 arasında sarı siyah bulutlar dolaşıyor, bir milletvekili de bundan yakınıyor, seni milletvekili olarak gönderdik, biz zehir soluyoruz orada bir şeyler yapsana, zaten kimse spor kulübüne de el atmıyor diyerek nalına da mıhına da vurmaya devam ediyor.
Ahali, kapıdan pencereden kafasını çıkartamaz hale gelmişken kasabalının nedense hepsi değil de!
Yine bazıları soruyor.
Dünya starını kasabaya getirmeye kalkan!
Ülkede akla gelen tüm şarkıcıları türkücüleri starları, festival merdivenlerine sıra sıra dizen,
Yılların siyasetçisi, kasabanın şehremini kasabayı seven sevdalısı olanlar, bu hayati meseleyi neden ülke gündemine kasabanın dışına taşımıyorlar. Bu çığlığı duyuramıyorlar.
Anadolu’nun her tarafından toprağına tarlasına zeytinine sahip çıkan kadınları kızları yaşlıları çocukları hiç mi görmüyorlar.
Hala sen ben bizim oğlan kavgasının dışına çıkamıyorlar.
Yetkili yetkisiz, sorumlu sorumsuz, alakalı alakasız, kim ne derse desin bu andan itibaren hiçbir lafın lakırdının önemi yok.
Şimdiye kadar akıl sağlığımızı yitirmeden aklımızı oynatmadan gündemi takip edebildiysek, bu durum normal bir şey değil, biz normal halimizden çıktık, her birimiz entresan birer canlı haline geldik.
Nuri Öztürk/ İzmir