Mayıs ayı ve sonraki aylarda şenlikler sınır tanımadan çoğalarak artar.

Şimdi düğün dernek zamanı.

Şimdi sevenlerin defterlere imza atıp, “kocamsın”, “karımsın” deme zamanı.

Şimdi dünür olma zamanı.

Şimdi sevinç zamanı.

Sevinç ve sevmek ne de güzel ve anlamlı şeyler.

Ama!

Sevinci ve sevmeyi bilmek gerek

Bu kutsal şeylerin içini doldurmak gerek.

Doldururken, “güven” ile işlemek gerek.

Ve de “kıskançlık” gibi bir belaya da bulaşmamak gerek.

Nokta!

**

Benim üzerinde durmak istediğim ise sevinç ve sevgilerin katledilmesi.

Daha düğün dernekte başlıyor sıkıntı.

Silah!

Sevincini dışa vurmak isteyenlerin bazılarının elleri bellerine gidiyor ve büyük gösterişle çektikleri silahlarıyla bam bam bam gökyüzünü dövüyor.

Döverken kimi zaman hedef sapıyor ve de masum insanların  canına kıyılıyor.

Halen daha şehir merkezlerinde bile silahlı sevinç gösterilerine tanık olmuyor muyuz?

Duymuyor muyuz?

Okuyor muyuz?

Canımız  yanmıyor mu?

**

Bir diğer sevinç gösterisi konvoylar ve bu konvoyların yarattığı trafik keşmekeşi. Başkalarının ulaşım hakkını da engelleyip tehlikelere düşürenler, car car çaldıkları kornalar ile gürültü kirliliği yaratmıyorlar mı?

Yani, o mahallede veya sokakta evinde hasta yatan, işten gelip dinlenen insanların rahatsız olacağı neden düşünülmez?

Magandalık değil mi bu davranış?

Öküz bile yapmaz bu çirkinliği de böğürmez!

Ya bizim düğün dernek magandaları, kornalara basıp basın konvoy önü kesmek için canını düşünmeden otomobillerin önlerini kesenlere “gel gel” yapmıyorlar amı?
Say say bitmez bu kangren ile ilgili örnekleri.

Peki önlem?

Önlem alma konusunda sorumlulukları olanlar bu çirkin  ve ayıp davranışlarla mücadeleye neden müdahil olmuyorlar?

Düğünlere sivil polis ve jandarmalar göndererek, silahlı sevinç gösterilerine “dur!” diyemezler mi?

Düğün  izni alanlara, “konvoylarda korna çaldırmayacaksınız, sorumlusu sizsiniz” diye uyarıda bulunamazlar mı?

Her türlü sevinç gösterisini, uygar toplumlara yakışır ölçüde gerçekleştirilmesi için çaba gösterilmez ise kötü örnekler durmaz/durdurulamaz!

Yaptığı yanlışın doğru olduğunu sananlar, magandalık hareketine müdahalesiz katılım gösterirken, bu durumun önü alınabilir mi?

Kamu ve yerel yönetimler, hem gürültü kirliliği, hem de can ve mal güvenliği açısından sorumlulukları çerçevesinde bu çirkin olay ve görüntülerle “hayır!” demelidirler.

Uygar toplumları, toplumları eğiten uygar  yöneticiler güçlendirir.