Önce Can sonra Canan deriz,

Aman aman şükürler olsun, canın sağ ya gerisi hallolur da deriz.

Zaman zaman bir elektrik teline dolanıp takılmış bir kuşu, bir yerlere sıkışık kalmış, kediyi köpeği, yaralanmış bir hayvanı kurtarmaya çalışan görevli veya gönüllüleri de görürüz.

Sonuçta kimin, neyin olursa olsun, can sağlığı her şeyin önündedir, yasalarla güvence altına alınmıştır, hiçbir şey onun kadar değerli değildir.

.............................

Birkaç gün önce kasabanın yerel basını konuyu ilk kez bu kadar çarpıcı başlıklarla gündeme taşıdı. Bu haberler ulusal basının da ilgisini çekti, bazı ulusal gazetelerde de yer aldı.

Yerel basın, uzun zamandır kasabanın üzerine salınıp yayılan sarı kahverengi kızıl zehir yüklü dumanların fotoğraflarına sayfalarında yer verip kasabalıyı uyarıyordu. Ama ilk kez bu kadar sert sözlerle manşetlerine taşıdılar.

Durumun önemine ve tehlikenin büyüklüğüne bir kez daha dikkat çekerek,

Bu öldürmeye tam teşebbüs, Hitler’in gaz odalarından daha beter, bilerek zehirliyorlar,

Sarı dumanlar şehrin üzerini kapladı, buna kimse dur demeyecek mi?

Fabrika iyice arsızlaştı. Kasabanın üzerine zehirli dumanlarını salması yetmiyormuş gibi şiddetli patlamalarla da ahaliyi canından bezdiriyor.

Fabrika artık kasabanın velinimeti değil, kâbusu haline geldi, diye yazdılar.

Bizde konu ile ilgili çok öncelerdeki yazdıklarımızı bir kenera bırakıp yaklaşık son sekiz on aydır,

4 Ağustos 2024 de Kasabaya artık bereket yağmıyor

19 Ağustos 2024 de Kasaba tekrar yaşanabilir bir yer olacak mı?

5 Eylül 2024 de Kasabanın eski fabrikası kıta sahanlığı hazırlığında

22 Eylül 2024 de Kasabaya zararı veren kim?

28 Eylül 2024 de 2050 ne kaldı?

13 Ekim 2024 de Anlamak zor, anlatmak daha zor

16 Aralı 2024 de Fabrika kasabaya borcunu ödeyebilir

16 Nisan 2025 de Bu yazıya başlık gerekmez, diyerek işin çoktan çığırında çıktığını, solunun kanser astım allerji hastalıklarının her geçen gün katlanarak arttığını, bir şeyler yapmak için vaktin geçmekte olduğunu dilimiz döndüğünce duyurmaya çalışmıştık.

Aslında laf aramızda, kendimiz söylemiş kendimiz dinlemiştik.

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Bakın 2022 yılında bir anket yapılmıştı

Ankete katılan kasabalının %95-98’in kanaatine göre kasabada önemli ölçüde hava kirliliği vardı. Gözle görülüyordu. Biliniyordu. Bunun nedeni de Erdemir idi.

Buraya kadar tamamdı da anketten çarpıcı bir sonuç daha çıkmıştı.

Kasabalı kasabanın üzerine yağan zehirden, pislikten haberdardı. Hastalıklardan yakınıyordu, sebebini de biliyordu.

Ama hava kirliliğinin ne kadar korkutucu ürkütücü boyutlarına ulaştığını, bunu ölçen, raporlarla yayınlayan bir istasyonun varlığından habersizdi. Tehlikenin büyüklüğünün bilinir yüzü çok yüzeysel beylik bilgilerle sınırlı kalıyordu.

............................

Kasaba Belediyesi uzun zamandır kendisini Sevgi Barış Dostluk sloganı ile tanıtıyor. Bu tanımlama ile etkinlikler yapıyor, festivaller düzenliyor. Plajlarına mavi bayrak çekiyor.

Kasaba ne yazık ki bundan sonra hiçte istenmeyen önemli bir özelliği ile daha konuşulacak.

Kasaba artık korkutucu, ürkütücü yaşanamaz ölçülerdeki hava kirliliği ile öne çıkacak bununla da tanınır bilinir olacak.

Mevcut rahatsızlıklara hastalıklara yenileri eklenecek.

Kasaba, bu hale elbette akşamdan sabaha durduk yerde gelmedi.

Bazen bir, bazen iki yerel gazete veya bir iki sivil toplum kuruluşunun dışında kalan büyük çoğunluk,

Sendikalar, Siyasi Partiler, Odalar, STK lar, onlarca dernek, o veya bu kişi, kişiler, kurumlar kuruluşlar yıllarca kendi can sağlığını tehdit eden bu duruma, kasabanın takımına verdikleri desteğin binde biri kadar tepki vermediler.

Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi demenin hiçbir anlamı yok.

Bu duruma ses çıkartmayan

Ya benim fabrikayla öyle veya böyle bir işim olabilir neme lazım bulaşmayayım,

Özel Endüstri Bölgesi fabrikaya faydalı olacaksa yapılmalıdır,

Bende burada yaşıyorum, İnsan kendini zehirler mi? diyerek kasabalıyla dalgasını geçip kafa bulanlara, zamanında tepki verilmediyse, kasabanın geldiği bu son duruma kimse şaşırmamalı.

..........................

Şimdi

Kasabalı, ekine eklediği resmi raporlarla tutanaklarla ve belgelerle birlikte Kasabanın eski fabrikası için C. Savcılığına suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.

Siz daha iyi bilirseniz de

Uyan artık, babaya geldik mi dersininiz,

Yoksa, daha önceleri neredeydiniz mi dersiniz,

Veya hiçbir şey için geç kalınmamıştır mı dersiniz.

Elbette birileri bir şeyler diyecektir.

Ama, işte ben onu bilemedim.

Nuri ÖZTÜRK / Sapanca